28 Şubat 2011

Happy Postcrossing !

  Mektup arkadaşı modasına takıldı benim çocukluğum da. Hayal meyal hatırlıyorum Ankara dan Elif isminde bir mektup arkadaşım vardı. Ne hevesle beklerdim gelecek mektupları. Sonra yıllar geçti fark ettim ki posta kutumda beni heyecanlandıran tek kağıt Dominos un indirim broşürü :)) Ne acı bir tek düzelik hayatımızda ki.  Hadi bunu da geçtim E-faturalar çıktı mertlik bozuldu artık fatura bile göndermiyorlar. Pıt Pıt mail kutularımıza düşüyor sevimli şeyler..

    Ama bir çaresi var dostlar .... Bunu keşfedeli bir kaç ay oluyor . Uluslararası bir site bu. Üye oluyorsunuz dünyanın heryerinden Posta kartı yolluyorlar size ,siz onlara. Tek yapmanız gereken posta adresi vermek. Sonra pıtır pıtır posta kartları dökülmeye başlıyor posta kutunuza.  Tavsiye ediyorum eğer kolleksiyon yapmayı ,yeni insanlar tanımayı seviyorsanız emin olun bu küçük oyundan çok hoşlanacaksınız. 

Bana gelen birkaç posta kartını yayınlıyorum . Çok çok çok olsunlar istiyorum .  Onları Teneke kutumda biriktirmek  istiyorum :)


Siteyi  buradan inceleyebilirsiniz. Bu arada site size hesabınızla beraber bir harita açıyor ve siz nerelere kart yollamışsınız ,nerelerden almışsınız gösteriyor. Ben daha yolun başındayım, darısı başınıza... 

27 Şubat 2011

Öğretmenim Canım Benim....

   30 kişilik bir sınıf... Tüm öğrenciler heyecan içinde lise sıralarında ki ilk günleri.  Hepsi tüm sene çalışmış girdikleri sınav ile kazanmışlar bu okulu . Ama Milli Eğitime yetmemiş yetermi üzerine Ağustos sıcağında mülakata girip elemelerden geçmişler. 
   Kimisi o günlerden aşina birbirine. Kimileri sudan çıkmış balık gibi bakınıyor etrafa hala. Sınıfın camı bahçeye bakıyor. Güneşli bir Eylül günü güneş tüm sınıfta. Herkesde bir umut herşey güzel olacak ,sırada tanışacakları öğretmenlerini bekliyorlar. 



 Ve işte o adam giriyor içeri. Kafasında kuruyor bir tanesi "sevimli bir adam sanki" diğeri "uyuz bi tipi var yandık" belki bir tanesi "hafif Okan Bayülgeni andırıyor yaw.biraz otoriter de sanki"
   Adam tanıtıyor kendini kısaca İsmi, kaç yıldır burda...bundan sonra Edebiyat derlerini beraber işleyeceğiz diyor ve ekliyor "haydi biraz sizi tanıyalım herkes sıra ile kalkıp kendini tanıtsın"
   Tabi edebiyat öğretmeni olduğunu öğrenen tüm öğrenciler ilk önce bol kitap okuduklarından bahsederler :) Müzik dinlemekden hoşlandıklarını da eklemeyi unutmazlar . Tüm öğrenciler bitirir tanışmayı sıra öğretmende.
  Yüzünde alaycı bi gülümseme  "ne mutlu ki tüm öğrencilerim kitap okumayı seviyor ,ne büyük yalan!!" Sınıfta soğuk duş etkisi yaratıyor sözler devam ediyor "Siz Mozartı ,Beethovenı bile cep telefonunuzun melodisinden tanırsınız ancak" tam bu sırada çalan zil kurtuluş oluyor öğrenciler için.
Birçoğu nefret ediyor adamdan o gün. Bazıları sanki doğru konuştuğu yerler var derken birkaçı nasıl hepimizi aynı kefeye koyar diye sitem eder içinden.  Sınıfta bir kaos havası ..Tüm sınıf birleşir müdüre gider biz istemiyoruz dersimize girmesini artık. 
  Biz doğrular yüzümüze vurulsun istemeyiz. Eleştiriyi kaldıracak bir bünyeye sahip değiliz DNA mızda yok. Halbuki  eleştiriyi kabullenmek cesaret gerektirir ama ne büyük erdem .
Birkaç ay sonra bir sebepten değişiyor öğretmen bir sebepten. Edebiyat dersleri tatsızlaşıyor. Gördükleri yerde lütfen dönün derslerimizi diye yalvarıyorlar öğrenciler o huysuz adama :))





O mükemmel öğretmen tam 4 sene okutuyor aynı sınıfı.                                          











Ve büyük hayat dersleri vererek  mezun ediyor.
Ve şimdi yıl 2011 onu tanıdığımızdan bu yana 11 yıl geçmiş. Bu sayfalardan da teşekkür etmek istedim ona. Onu ne çok sevdiğimiz hala benim ve birçok arkadaşımın hayatında yer almasından da bellidir zaten. Baştacımız bizim . İsmini yazmak istemedim belki rahatsız olur diye.Eminim hepinizin hayatına bu denli dokunmuş bir öğretmeniniz vardır. Yoksa yazık olmuş:( 
Not: Kendisine bu yazıyı haber vereceğim fakat korkuyorum ki metnin düzelmiş halini bana cevap olarak yollar. Hocam valllahi ki leri de,da ları kontrol ettim ama virgülleri atlamış olabilirim :) Ama seviyorum sizi ...  
 
GÜNÜN ANLAMINA UYGUN TEKRAR YAYINLAMAK İSTEDİM :)

26 Şubat 2011

Her derde deva içene şifa Baharat Çayı :)

Kışın bizim evimizde en çok tükettiğimiz çaydır bu . Sevgili kocamın eli değince (kendisi barmendir ) daha bi şifalı daha bi kıvamında oluyor ama ben de fena sayılmam yani. 
Boğaz ağrısına
baş ağrısına
kalp ağrısı
göz ağrısına... Gel vatandaş gellll...




Evde sizde kolayca hazırlayabilirsiniz bu çayı .Tüm malzemelerimizi(satsuma,tarcın,kekik,nane,zencefil,bal karabiber,limon ve lime)damacana kıvamında ki kupamıza dolduruyoruz ve sıcak su . Ve emin olun sonuç pörfektooooo...





  Pörfekto dediysem bi tek anneme sevdiremedim . Çayı ilk gödüğünde ki yorumu "bu nee çöp kutusuna yağmur yağmış gibi" oldu. E o benim annem bizde çatlaklık ırsi sanırım :))

E hadi size afiyet olsun ...

25 Şubat 2011

Alvin ve Sincaplar Pastamız

Bizim küçük beyefendinin doğum gününe haftalar kala evde hazırlık çanları çalmaya başlar. Kendi de dahil hepimiz yılbaşı öncesi koşuşturan noel cinleri gibi şaşkın şaşkın hazırlanırız. Bu sene yeni okuluna başlayan Can bey pastasında  en sevdiği çizgi film kahramanlarını görmek istedi.
     Ve şaşkın annemiz bendeniz ne yaptı pasta işini son haftaya bıraktı. Yetmezmiş gibi kendince hayaller kurdu.Başladı yeni girdiği dünyanın içinde pasta bloglarında gezinmeye... Ve işte bu blog ile karşılaştı.

     Nesrin hanım sağolsun bizi kırmadı dar zamanda tam hayalimizde ki pastayı bizim için yetiştirdi. Can için unutulmayacak bir gündü.
  

Zaten şeker heykellerimiz hala bizimle salonumuzun baş köşesindeler. Utanmasak pastayı da kesmeden saklayacaktık :)


    Burdan Sevgili Nesrin Tong a tekrar çok çok teşekkür ediyorum .

24 Şubat 2011

Keşke Gerçek Olsa

Sevgili yeni gözdem Blogumu yazmaya karar vermem 1 sn. , isim bulmam 3,5 ay sürdü. Kararsız biri miyim ? ASLAAA :) çok mu belli oluyor...

  Sonra bir gün Keşke gerçek olsa dedim, ismi bu olmalı !. Bayılarak okuduğum  Marc Levy kitaplarına itafen .Yazdıklarım hayal gerçek fark etmez. Okurken hayallere dalıp mutlu olduğum gibi benim yazdıklarım da insanlara mutluluk verse. Belki gerçek olur ....

  Bahsettiğim kitap Can yayınlarından çıkmış  "Keşke Gerçek Olsa "devam kitabı olarak da "Sizi Tekrar Görmek".Tavsiye ederim masal kıvamında bi hikaye , güzel gözlemleri olan ,okuru kendine hayran eden bir yazar birleşmiş siz okuyun diye bekliyorlar  . Sırada "Gölge Hırsızı " var bu akşam okumaya başlayacağım.



















Bloğumun isim babası Marc Levy dir kısacası : Ey Levy sen yaz ben okurum seni !!! diyorum ve kaçıyorum .

23 Şubat 2011

And Oscar goes to.....Yeni Sayfa

Herkese Merhaba ;
Herkes ? tamam kim okur ,neden okur ,ne zaman okur bilemiyorum ama bu satırları okuyan sen benim hayal dünyama hoşgeldin ...
Keşke gerçek olsa dediğim hayal dünyamdan,keşke hayal olsa dediğim gerçek dünyamdan klavyeme dökülen kırıntıları okuyacağız ,güleceğiz ve umarım çok eğleneceğiz.
Aylarca sessiz sessiz takip ettiğim bloglardan aldığım şevk ile hadi bakalım başlıyoruz.....
Hem kimse okumazsa Annem okur amannnnn :)


Special design for Keşke Gerçek Olsa by GeCe