30 Mart 2011

Ben Efkaftayken

Hatta o kadar eskiye gitmeye gerek yok, bir kaç  sene öncesine kadar Garson dum ben. Kibarca servis elemanı :) Anneme sinir krizleri geçirtecek maceram şöyle başladı;

      Anne:  Bu sene sınava gireceksin kızım istediğin bir lise var mı ?
      Ben: Ben Turizm Otelcilik okuyacağım anne.
Anne düşünür ,e güzel meslek Otellerde çalışır resepsiyonist, Halkla İlişkiler temsilcisi,Satış bölümü felan en kötü Seyahat acentasında çalışır saati de belli olur en azından süper.
Neyse 2 yıl geçer ,ben okulu kazanmış 2. sınıfa kadar gelmişim bölüm seçeceğim eve bölüm seçme kağıdı ile geldim.
       Anne: Damla şimdi Seyahat mi seçeceğiz ,Resepsiyon mu ?
       Damla : Ne seyahati, ne Resepsiyonu ben Servis okuyacağım ...
       Anne:  Aman allahım Hizmetçi ruhlu bi evlat yetiştirmişim.
evet tepki bu oldu kabullenip toparlanması zor oldu ama alıştı. Sonuç 4 yıl okuyup Diplomalı Garson oldum .  Kardeşimin aynı okulu kazanıp Aşçı olma isteğini anneme açıkladığı dönem ayrı bi hikaye hiç girmiyorum :) İyileştirilmiş yüz ifadesi bak şekil 1a.
Amaç insanlığa hizmet etmek ,masa başında oturmadan bir sürü insan tanımak , eğlenerek çalışmak , mutlu ,aktif bir iş yapmak. Ama bazı insanlar var ki ne mümkün  Neyse ki ben paçayı sıyırdım Allah geri de kalan Garson arkadaşları ;
  • Roka salatasını rokasız isteyen müşteriden
  • Az Pişmiş et isteyip bunun içi kanlı kalmış diyen müşteriden
  • Ayran var mı ? Evet cevabı alınca ben bi diet kola alayım buzlu diyen müşteriden :)
  • Tabağını son lokmasına kadar sıyırıp Beğendiniz mi ? sorusuna makarna diri kalmış kıyır kıyır sosu da tatsız dı zaten diyen müşteriden
  • Oturduğu masayı beğenmeyen yan taraftaki masaya söylermisiniz yer değişelim  diyen müşteriden korusun .
         
          AMİN :))






Ve daha aklıma şuan gelmeyen bir sürü madde var ,Çok komik insanlar oluyoruz bazen cidden .
Sevgiler

28 Mart 2011

Bitsin Artık Bu Çile

Hepimizin çektiği canımıza yetti şu bloglar yüzünden artık. İşyerinden sorun yok bağlanabiliyorum ama eve gidince hayat kopuyor. Post yazacağım insanda keyif kalmıyor hata üzerine hata . Hadi artık düzelsin şu bloglarımız vallahi hız kesmeden yazacağım evrene söz veriyorum burdan.

Aramız da konuşurken şu da oldu yazmam lazım , ay bak bunu kesin not düşmeliyim derken defter kabardı blogların düzelmesini bekliyor.
Beklerken de boş durmuyorum tabi. Mesela bu haftasonu turist olmaya karar vermiş bendeniz kendisini ördek ailesi gibi oğulcuğunu da peşine takmış Galata  da  buldu. Kulenin balkonuna çıkıp İstanbula selam verdi :) Bayrağın güzelliğine dikkat süper görünüyor;


Tabiki bununla kalmadık Türk kahvesi keyfimizi de İstanbula karşı yaptık. Cookielerin de galata kulesi şeklinde olması çok tatlıydı.
Hızımızı alamayıp Karaköyde aldık soluğu. İtiraf etmem gerekirse sevmem böyle salaş yerleri çok önyargılıydım masaya otururken ama balıklar çok lezzetliydi. Sonuç olarak da komik bir para ödedik bu ziyafete. Arada denenebilir bence. Bu ana kadar muhteşem giden günün özeti şekil 1 a.


İşte Damla en keyifli yerinde bırak di mi olayı. ama yok annem ve ben biraraya gelirsek en önemli kuralı unutmuyoruz Kadınlar gezerken acıkmaz,susamaz,yorulmaz ve hatta ölmezler. :))) Hadi ne olur Eminönüne de gidelim yakarışlarımıza dayanamayan babam önde biz arkada yürümeye başladık kı bu insanlar çıldırmış olmalı izdiham olmuş heryer bedava birşey dağıtıyorlar sanki , İnsanlar ın işi gücü yok ne işleri var bu hava da eminönünde diyemedim tabi en başta benim ne işim var dimi manyak mıyım :)) Sanırım evet .
Bu kadar turistlik bana fazla, Şok olmuş etrafına bakınan Can'a daha da fazla. Bu gezi önümüzde ki 1 yıl yeter bize. Yeni sloganım I LOVE KANYON ....kim ne derse desin seviyorum Alışveriş merkezlerini işte :)
Şimdilik benden bu kadar. Bloglar döndüğünde benimde dönüşüm muhteşem olacak. Herkesi çok özledim .



15 Mart 2011

Sonunda Bloglarımıza Dönüyoruz

Mutlu haberi buradan aldım . Havalara uçtum, çok sevindim :). Umarım blogspotu muzu bize geri verirler bir an evvel. Bu sessizlik bitse artık.

İptal kararı uygulamaya girse de bloggerların yüzü gülse hepimiz böyle olsak ;

11 Mart 2011

Büyük gün ,bugün ....

Evet arkadaşlar , aylardır beklenen Emniyet müdürlüğü tarafından törenle teslim edilecek ehliyetime bugün kavuşuyorum... Sevgili kocamın yüreği ne kadar küt küt atsa da benim içim pır pır :))) Direksiyon başında şu ifade ile oturan kaç manyak var benim gibi;;







Tarihe not düşüyorum bu kitabın türkçesini yazacağım :))






Ama böyle ayrıcalıklar da olsa fena olmaz hani diyorum


ve kanatlarımı takıp Eminiyet müdürlüğüne uçuyorum ......
Not : canını seven bi süre  Levent , Maslak, Etiler, Bebek civarı dışarı özellikle trafiğe çıkmasın ...


10 Mart 2011

Concha Buika

Yağmurlu bir gün , sabahın en sevimsiz saatleri . Yeni kalkılmış ufak bi savaş ile evden çıkılmış sahi sakince uyanıp mutlu mesut evi terkedebilen var mı bu dünya da merak ediyorum , küçük kurbağam arkada poğaçasını kemirirken bir şarkı çalınır radyo da. Aslında melodi ,ses çok tanıdık ama bir fikrim yok kimdir nedir diye .
Günlerce mırıldanır beyin kendi kendine şarkıyı ,kafamın içinde işte o kadın aynı şarkıyı söyler durur. Ay çıldıracağım bir yolu olmalı ,Google amcaya başvurulur amma velakin ne diye soracağım ki ?

Başlarım aramaya;
Latin sesler -pehh peh peh komik olma damla-
Zenci bayan sanatçılar-sesden belli kadın zenci - sonuç yok.
Brezilyalı kadın sanatçılar - ne var sesleri güzel oluyor-
Gırtlakdan söyleyen yabancı kadın sanatçılar -evet ne var abarttım işte bu kadar --
  
   Yok Damla bu böyle olmayacak ara Joy fm i tarih ve saati söyle bulurlar belki diye düşünürken ben  açtım joy fm i . İşte mucize kulaklarımda aynı ses ama bu sefer kaçıramam :)
   Ses bir güzel kayıt edilir telefona. Sonra telefona kaydedilen ses bin defa dinlenilir ispanyolca sözlerden bulmaya çalışılır olmaz. Spikerin takdimi sağ olsun ablamın şarkısından daha karman çorman neyseki  en son şarkının 2 cümlesi çıkarılır ve google amca BUİKA yı önümüze koyar.
  
  Bu arada görünüşü hüsran olsa da gözlerinizi kapatıp dinleyin mucizeyi göreceksiniz.Meğer  ne geç farketmişim diye düşünüp benim gibi 3 cd sini birden alacaksınız.
    İspanyolların Kibariyesi diyorlarmış haksız sayılmazlar  sanki :)) Neyse ki sadece sesi benziyor.

  





08 Mart 2011

Show Must Go On




3 günlük bloggerım şurda , hevesle başladım yazmaya ki bunu duyan Digiturk sağ olsun yaptı yine yapacağını . Onu sevmem için sebep arıyorum yağmur başladığı an kesildiğinden ,yağmuru bana haber veriyor sağolsun dan başka sebep bulamıyorum.






Ben ne yaptım "yasaklar çiğnenmek içindir" kuralına uydum ve DNS denen o sihirli sayılar ile tanıştım . Şirketten tüm sitelere girebiliyorum zaten neyse ki artık evden de bağlanabiliyorum. Ama blog dünyası tatsız,sessiz kimsenin neşesi yok. Okunacak bloglar kısıtlı kaldı:( Bence artık herkesin onlara inat BİZ olması gerek. Bloglar susmasın...

Bugünü bahane ettim döndüm eski formuma. Bugün Dünya Kadınlar Günü. Ha bana göre çok saçma ama neyse...Herkesin Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun bu da benim bahanem olsun :))

01 Mart 2011

Yaz Kızım Kereviz




Yaz kızım Kereviz;
Acami blogger olarak bolca yaz ki yakında hevesin kursağında kalacak yazabileceğin sayfalar olmayacak . Baksana canım blogspot u da kapatacaklarmış. Gerçi bize az bile ama olsun ben yazıma döneyim blogumun başına birşey gelmeden doya doya yazayım .









Nerde kalmıştık Kereviz... Hah tamam yaz bakalım Karar ;
  Bu yeni yetme Blogger ın uzun yıllar boyunca belki birileri bana hediye alır diye totosunu kaldırmayıp kendisine en büyük hayali olan kırmızı daktiloyu almaması sebebi ile  bkz. Resim 1 ;

  Söz konusu kanunun 1. maddesi uyarınca ; nefsini şu fani alemde  yazar olarak köreltmesine ve  duymaya bayıldığı çıt çıtı çıt çıt sesleri yerine  şuan önünde ki klavyeden çıkan tık tıkı tık tık sesleri ile yetinmeyi öğrenmesine karar verildi. Tek suçlu kendi olup,artık "kendin pişir kendin ye", "yanlız doğdun kimse sana daktilo almayacak bunu ancak sen başarabilirsin" başlıklı kanunlara  bağışıklık göstermesi önerilmiştir.
    Umarız ki gün gelecek daktilosunun başında Christian misali (bkz resim 2) hayatını yazacağı günleri de göreceğiz. İşte o gün yazacağı ilk söz " Öğreneceğin en önemli şey sevmek olacaktır. Ve tabi birde sevilmek " olacak. Ve altın kural ne SHOW MUST GO ON unutmayacak .
    Neyse sevgili Kereviz ben gittim . Tekrar dönebilir miyim bilemiyorum malum ülke pek tekin değil. Bu yazıyı okuyup insafa gelecek olan aile bireyleri var ise kırmızı daktilo bulamazlar belki 2. bir alternatifi aşağıya ekliyorum. bkz. resim 3




Special design for Keşke Gerçek Olsa by GeCe