Sevdim seni Mola Paketi

Hayatımda katıldığım ilk blog çekilişinde birkaç gün öncesinde duyduğum Mola Paketi nden  hediye kazandım. İlk duyduğumda  fikir çok dahiyane geldi açıkçası. Bu kadar zaman kısıtlaması içersinde yaşarken bilgisayar başında atıştıracağım şeyleri internetten seçerek sipariş verebilme fikri çok hoş. Hele ki bu çıtırcıklar uzmanlar tarafından light,enerji,Detoks gibi seçenekler ile satılıyor ise.

çalışma masası ve Mola paketi muhteşem ikili ...





Kısacası dostlar biz şirkette ki arkadaşlar la tuttuk bu fikri Mola paketi tamamdır :) İlk paket bitti bile bugün. Yarın yenisini sipariş edeceğiz.
Kargonuz yola çıktı mailini aldıktan 1,5 saatte gelmesini tesadüf olarak yorumlamak istiyorum aksi takdirde korkacağım hızdan. İlk paketi elime aldığımda insan bunu bi poşet yapar diye düşünmüştüm ki açınca anladım zaten tüm mini kaseler vakumlu ıslanması ya da başka bişi olması imkansız .
İlk geldiğinde telefonumla çektim fotolar kötü biraz ama idare edicez artık. 2-3 saate çekecek bir kutumuz kalmadı ortada :))

Bana bu şansı verdiği için Zeynep e çok teşekkürler. Mola Paketine ayrıca teşekkürler :)

Keşke Gerçek OLMASA!

Perşembe  günü işler nasıl yoğun çalışıyoruz. Telefonlar susmak bilmiyor , eşim aradı. Annemin doktorlarından tanıdığımız biri var mı Genel Cerrah v.s. diye .  Özellikle Çapa ve Cerrahpaşa olması lazım dedi. Yok dedim kapattık telefonu. Meğer orda bir adam hiç yokken can çekişiyormuş.  :(((

Gazetelerde okuyoruz doktor ihmali ,ilgisizlik,sevk edilememe . Hastane hastane gezdirildi haberleri izliyoruz televizyonların Ana haber bültenlerinde. Ama yetmiyor ,düzenin değişmesi ve görmesi gereken gözlerin görmesi için yetmiyor.

O adam öldü... belki dün yada pazar akşamı izlediniz televizyonlarda haberlerini,şimdiye kadar unuttunuz bile. Ama bazen unutmamak lazım ,okuyup anlatmak ,ders çıkartmak lazım.

O adam daha 59 yaşındaydı. 3 tane çocuğu var ,gece gündüz bizlere hizmet ediyor taksi şöförlüğü yapıyordu. Taksim İlk Yardımda başında doktorsuz,hemşiresiz ailesinin haykırışları ile can verdi. sebebini mi merak ettiniz: Çünkü koskoca Taksim ilk yardımda onu ameliyat edecek ortam yoktu ve diğer hastaneler de sevk isteklerine RED cevabı verdiler.
Lütfen YAZIYI  okuyun.  Gerçekten ölmüşüz hepimiz ölen sadece o  değil....

Yüz Bin Milyon Baloncuk

23 Nisan dedik, neşe doluyor insan dedik eve kapanmadık kendimizi Boluncuk gösterisine attık. Gördük ki Fan Yang amca aşmış olayı o bizim çocukluğumuzda bulaşık deterjanlarını sulandırıp tükenmez kalem çubuğu ile yaptığımız baloncukların içine insanları sokuyor falan….
Fazla söze gerek yok aslında resimler konuşsa daha iyi,gerçi Can beyimizin despotluğu tuttu ne zaman fotoğraf makinamı çıkartsam börtlemiş gözleri ile bana dönüp ‘anne resim çekmek yasak demediler mi’ dedi. Kim bu çocuğu bu kadar kuralcı yaptı :)
Benim bi blogum var paylaşmalıyım bunları diyerek çaktırmadan gösterinin en sonunda çektim vallahi fotoğrafları ama Can ın haberi yok hala aramızda ….
İşte fotoğraflar ile GAZİLLİON BUBBLE SHOW tatatataaaaa :)

ilk resim Fan Yang ; hayat hikayesini de anlattı kıssadan hisse bütünüyle çok hoştu gösteri büyük küçük kimseyi sıkmadı böylece.6 yaşındayken gökkuşağını ilk gördüğünde ona dokunabilmeyi hayal etmiş. Ve birgün bu baloncukların da birer gök kuşağı oluşturduklarını keşfetmiş. Onun rüyası da böylece gerçek olmuş. Guinness rekorlar kitabına girmiş bi çok kez . En son bir fili baloncuğun içene alması ile ününe ün katmış. 

Zaten bu kadar baloncuk arasında nasıl sıkılabilir insan. İtiraf ediyorum Can a ben yalvardım gidelim diye ama o benden kat kat mutlu çıktı salondan.
burda veda konuşmasını yaparken ….

Bu da Can ın Show un yarısında ki mutluluğu .

Bu kadar baloncuk kimi mutlu etmez ki ;)     

Ben Ölmeden önce ….

 

Herkes dökülsün bakalım diye bir akıllı koskoca duvarı kara tahta ile kaplamış . Başına da yazmış ;

BEFORE I DİE…. 

İnsanlar da boş bırakmamış tabi yazmışta yazmış . Ben ne yazarım diye düşündüm şöyle bir. Sonra da vay be dedim ne çok şeyi erteliyorum … Bunalıma mahal yok ama merak ettim siz olsanız neler yazardınız? Sesimi duyan var ise yazsın lütfen .

Resimde ki amca çok sevimli bu arada

Yazmış da yazmışlar , resmi üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz.

Bu durumda ben neyim ?

evet sevgili okurlar bir ulvi soru ile karşı karşıyayız….. Sorumuz aşağıda ;

Çok severek takip ettiğimiz bir online alışveriş sitesi var . Sevgili ben kendim iş yoğunluğundan sabah bakamamış gün sonu göz atarken bir ayakkabıya vurulmuşum . Farz-ı misal canımmmm….. Birde bakmışım tükenmiş ayakkabı .

Yıkıldım tabi. 270.00 TL imiş üstelik 99,99 a düşmüş inanamıyorum diye kahretmişken .Şeytana uyup karar veriyorum 270.00 tl de olsa alıcam kardeşim neymiş markası diye .

İlk önce Facebook profilimde buluyorum. Birde bakıyorum kiiiii fiyata  dikkat resmin üzerine tıklarsanız 99,90 olduğunu görebilirsiniz.

Sonra ben bi işgilleniyorum , hafiften bi uyuz oluyorum falan … Gidiyorum kendi internet sayfasına bakıyorum bu sevimli ayakkabının . Ve ne göreyim ki sevinmedim değil tabii

Neyse konumuz benim ayakkabıya tututlmuş olmam değil . O benim olacak o ayrı ))

Soruya geliyorum ; Bu durumda ben saf mı oluyorum ,keriz mi? Yoksa önce 270 .00 Tl  idi ama biz size bi kıyak yaptık 99.99 a indirdik diyen site mi bizi saf sanıyor.

PES diyorum . Ve huzurlarınızdan çekiliyorum …..

Sayın Diş Perileri Danışmadan bekleniyorsunuz....

İp mi bağlamayı denemedik, yoksa zorla tutup çekmeyi mi? Yok her denememiz hüsran oldu kıyıp çekemedik minicik dişi :) Tek çare dünyanın en sevimli en anlayışlı diş doktorunun kapısını çalmakdı tabi ...
Sabah erkenden kalkıldı ,tören ile kahvaltı yapıldı giyinildi. Gerekli gaz ve cesaret Can beye pompalandı . Sevgili kocacımın da arabayı bana teslim etmesi için tüm şaklabanlıklar yapıldı -Malum yeni şöför ben -
Bir süt dişi çekmek kaç saniye 3 bilemedin 10 , Muayenehane girip çıkmamız 1,5 saat sürdü. Dünyanın en sabırlı diş doktorunu bulduğum için kendimle gurur duyuyorum.. Kesinlikle şiddetle tavsiye ederim. Zorla birşey yapıp korkutmak istemediği için 1 saat dil döktü ,arada film mi izlemedik,müzik mi dinlemedik neler neler. Bir daha ki görüşmemiz de o sevimli şapkalarıyla resmini çekip koyarım ,çocuğu olan herkes tanımalı ..
1,5 saatte bir süt diş çektirmenin gururu ile aldık dişimizi geldik eve. 2 Raunt başladı  dişimizi yastığımızın altına koyduk. Akşam gelecek diş perimizi bekliyoruz.

  -Diş perisi bana ne getirecek anne diyen Can a cevabım çok büyük birşey olmaz Cancım oldu ama bu onu tatmin etmedi tabi...
  -dişimi ne yapacak peki
  -Alıp götürecek
  -Nereye götürecek
  -Noel baba ya götürür sanırım
  -Noel baba ne yapacak ki dişimi -gözler hayretle açıldı tabi-
  -Geyiklerine yediriyormuş tatlım geyiklerin kemikleri çok güçlü ollsun tüm çocuklara hızlıca hediyeleri dağıtsınlar diye .
Gülmeyelim lütfen nerden çıktı ,nasıl bağladım bilemiyorum ama laf ağızdan çıktı bi kere :)))))))))))))
Son halimiz ;

Sadece Karyola almak istedim…

Evet tek suçum karyola arıyor olmaktı. Güneşli fakat soğuk bir pazar günü bir heves uğruna düştük yollara. Ordular ilk hedefimiz Masko nidalarıyla….

Masko da yaklaşık 50 tane mağaza gezdik. Hayır anlamıyorum bu mobilyacılar kendilerini ne sanıyorlar . dümdüz bir karyola ne bazası var ne oyması ne de bir işlevselliği ,tamam konuda hem fikiriz bende italyan tarzı olabildiğince alcak dümdüz ayrıntısız bir karyola arıyorum.

Satıcı ile diyologumuz şu şekilde gelişti ,

- Merhaba biz Karyola bakıyoruz. 160*200 .

-Merhaba tabi ,burdaki takımımız çok şık beğenilen bir takım olup …

-Hayır biz sadece Karyola bakıyoruz. Düz sade birşey ve alçak olması bizim için yeterli

-tabi bu taraftaki karyolamızın bazasına zıttırıpıt tane yorgan sığdırabilirsiniz

-Tamam güzel ama ben alçak bazasız birşey istiyorum yani sadece karyola mümkünse en alçak ve teferruatsız olanından .

-tabii efendim , –başka bir tane gösterir-bu gördüğünüz tasarım tamamen bize ait alt katta tamamen kendimiz üretiyoruz.  Normal fiyatı 4000 civarı oluyor ama indiririmiz var şuan 2800 e 10 taksit yapabiliriz.

bende ki yüz ifadesini görmeniz lazımdı ,Haytımda ilk defa bi satıcıya sordum  siz bunu bu fiyata satabiliyormusunuz burada diye   Hayır zaten kendi dedi alt katta üretiyoruz diye be mübarek insan adın,sanın yok nerdeyse merdiven altında üretim yaparken 4 parça tahta için benden bi takım fiyatı istiyorsun… Mobilya kenti yapmışlar ama in cin top oynuyordu sebebi belli oldu.

Şekille belirtmek gerekirse aynen şöyle

Sonra anladım ki insanlar gerçekten aç gözlü olmuşlar . Kimden nasıl fazla para alırız onun derdine düşmüşler. Demekki neymiş Marka takıntılı biri olmak bazen gerçekten şımarıklık değil mantık işi imiş.

Sonuç ; Doğtaş da gözü hatta gönlü kalmış bir ben, yarın onu bana almayı vaad eden süper bir eş ….. Ama şu güzelliğe bakın yawwww

bu güzel yatak için muhteşem nevresim takımları bağış olarak alınır :p

COOKİE AND FRİENDS CAN’A KARŞI

Cookie  canın ingilizce dersindeki en iyi arkadaşı , o gelince evin atmosferi değişiyor Ab ye girmiş türkiye gibi şebelek şebelek bakınıyoruz etrafa. Çizgifilmler  ingilizce izleniyor, konuşmaların ingilizcesi Can beyin kulağına fısıldanıyor anne ufaktan simültane tercüman kıvamına getiriliyor.

Dün akşam da meğer cookie bize haftasonu misafirliğine gelmiş. Tam birkaç saat önce sevgili Ayça ile bundan bahsetmiştik halbuki. İlk zamanlar bizde onların Kenny si gibi Cookiemizden aradık heryerde. Çünkü can çok seviyor onu ve ingilizce gelişimi için çok yardımcı ama bulamadık.

Sonradan  öğrendik ki cookie efendi meğer ingilizce kitabının içinde ki karaktermiş ve öğretmenlere veriliyormuş sadece. Ne yapalım bizde gelip gittikçe eğleniyoruz ,hoş tutmaya çabalıyoruz zatı şahanemizi…

Dün akşamın oturum gündemimiz  meyveler ve renkleriydi. Can bey Cookie bey e tanıtım yaptı.

Cookie look at the fruits This is  -bu neydi anne-?

Anneden cevap gıııııırreeeeee

Hıh tamam cookie this is grep

diyaloglar bu hızla gelişip giderken cookie çıldırdı ve tüm meyvelere el koydu .

Neyse ki anlaştılar sonunda.Ve Mutlu son fotoğrafımız

Sevgiler …..

Çalışkan Blogcu burda vatandaş

Çalışkan blogcunun hali bir başka oluyor arkadaş. Cumartesi sabah 7 de kalkıyor 7:45 de işte . Bu arada oğulcuğunun karnını doyurmayı atlamıyor …

Şirkete girdi el mahkum zaten akşama kadar burada .. Güzel kahvaltısını yapıyor geçiyor not defterinin başına blogcuğunun notlarını karıştırıyor ,Post yazacak ama onun bile önceden planını yapıyor.

Sonra keyifle fotosunu çekiyor ,yazacaklarını taslak da hazırlayan bir manyak benmiyim yahu

Asıl yazılar bundan sonra geliyor…….. Bekleyin dönüşüm muhteşem olacak …..Evet biliyorum normal değilim ama Cumartesi günleri çalışmaktan nefret ediyorum .

Deneme 1 -kiiii

Uyarı: Arada yararlı şeyler de yazmak lazım ama düşüncesi ile yazılan bir post olup Bilgi içermektedir. Bilgili insan blog sahibesi tarafından yazılmıştır

Bir seminer vasıtası ile tanıştığım Windows Live Writer programını denemek istedim bugün. Eğer güzel sonuç verirse tavsiye edeceğim.

Word programı gibi bir sayfa ile bloguma yazı yazma keyfi sunuyormuş bana ,göreceğiz. Bloga giriş yap  Yeni kayıt a bas v.b . tembellikler yaşayanlar için güzel bir pratiklik bence . Program direk blogunuzla eşleşiyor. Belki bilen ve keşfeden vardır ama teknoloji cahili  bendeniz için bulunmaz nimet ,şahane keşif oldu .

İnternet üzerinden  buradaki link den ücretsiz olarak indirebilirsiniz. Aşağıya da yazdığım sayfanın fotoğrafını ekliyorum . Üzerine tıklayarak da büyütebilirsiniz ,sanırım

Dersimiz burda biter Damla gider…

Yağmurlu bir gündü

Komik insan bendeniz işten çıkmış yaya olarak sağnak yağmurun altında eve ulaşmaya çalışıyordum . Kilometre arttıkça ıslanan ayaklarım  bir zaman sonra  direk su ile temasa geçti. O kadar ki ayağımda ki spor ayakkabıların kuruması 4 gün sürmüştü :) İşte dönüm noktam o gündü. Burun kıvırdığım yağmur çizmelerinden edinmeye zorunlu olduğuma inandırdım kendimi ,fakat aynı fabrikadan çıkmış şeylerden nefret ederim ben . Bir çözümü olmalı diye söylenirken ben .Işık yandı aklımda , hepsi aynı ise biz farklılaştırabiliriz. SONUÇ;

Biz den kastım  fikir sahibi ben ve çizim sahibi Annem. Cin Ali yi bile çizerken çarpık bacaklı yaptığımdan çizimleri anneme bıraktım. Oda imzasını attı zaten ....

Biz yaparken çok eğlendik. Giymesi daha bi zevkli insanların bakışları beni çok eğlendiriyor :)

Bugün hava yağmurlu :( kötü bir Nisan başlangıcı ... Aklıma çizmelerim geldi. Bana da post konusu çıktı :)))

Sevgiler

NOT : Fikir merakla izlediğim Prima Rima blogundandır :)Buradan bakabilirsiniz

NİSAN 1

Aslında yazıma şöyle başlayacaktım ;
   Kaldırabileceğim 1 Nisan şakası...... şeklinde bir yazı yazmaya karar verdim . Ama düşündümde yok yok ben şaka kaldıramam en ufağından da olsa bana göre değil. Yapmayın kardeşim ben yapıyor muyum?
    Bünye meselesi bende yok o kabiliyet ben mesela fotoğraftaki gibi birşeyle karşılaşsam yukardakilerin vay haline .

 En son bana şaka yapan en yakın arkadaşımın telefonlarına 3 gün cevap vermediğimi söylemişmiydim.
 
 Şakadan nefret edenler komitesi başkanı gururla sunar  beni bu hale getirmeyin NOKTA.... Şimdi herkes dağılabilir :)