27 Aralık 2013

#DamlaninPlaklari 16


Sanki söyleyeceğim sözler , yazacağım cümleler tükenmiş gibi bu sabah.
Hep aynı panik anı
Her Cuma sabahı "Ya Yazamazsam" korkusu

Böyle zamanlarda alıyorum tüm benliğimi en sevdiğim yere gidiyorum.
Mesela size bu satırları o çok sevdiğim otelin göl kıyısındaki bungalovlarından yazıyorum.
Çaktırmayın , kimsenin haberi yok burada olduğumdan.
Öylece çıkıp geldim.

Su nasıl dingin...
Sırtımı mindere daha bir yaslıyorum , bacaklarımı karnıma doğru çekiyorum
Ne zaman yalnız kalsam kendimi böyle daha bir güvende hissediyorum.

- Pardon, bir salep alabilir miyim ?

Oh, şimdi yazmaya başlayabilirim...

Sahi ben neden buradayım ?
Ah, hatırladım...
Hani şu yüzüne gülüp arkandan demediğini bırakmayan insanlardan kaçmak için.
Bir de arayıp sormayan dost  dediklerimden saklanmak için, canınız sıkılınca beni aramayın e mi canım?
Gündemden uzaklaştıkça huzur çoğaldığı için
Sadece işleri düşünce arayan insanlardan gizlenmek için
Canım dediğim en yakınlarımın yaptığım işleri bir kere olsun ciddiye almadığını fark ettiğim için.
Etrafımdaki sevmediğim insanlara daha fazla katlanmak zorunda kalmamak için
Nefes almak için
Daha sağlam yürümek için

Gelsenize şöyle yanıma , üşürseniz battaniye de isteriz.
Siz anlatsanız ben dinlesem ben anlatsam siz
En son ne zaman tanımadığınız biri ile dertleştiniz ?
Tanıdıklarınız sizi gerçekten dinliyor mu sandınız?
Ha  ha güldürmeyin canım beni!

Hadi gelin şöyle , salep de var.
Ama  arkanızdaki kapıyı sıkıca kapatıp gelin.
Öyle bir gelin ki o kapının arkasındaki her şeyi bu sulara anlatalım beraber...
Sonra daha dik , daha huzurlu dönelim gerçeğe...

Yılın son #DamlaninPlaklari bu...

Yeni yılda sizin için tek dileğim Daha Huzurlu ve Daha sağlıklı olmanız , çünkü gerisi boş ...







23 Aralık 2013

Kaçırılmaması Gereken En Avantajlı Yılbaşı Fırsatları Bu Yazıda!

Yeni yıl heyecanının hepimizi iyiden iyiye sardığı bugünlerde, bir yandan yılbaşı akşamı için planlar yaparken bir yandan da “ne hediye alacağım?” endişesi içerisine giriyoruz. Yılbaşına kısa bir zaman kala alışveriş merkezlerinde telaşla gezmek yerine sizin için hazırladığımız alternatif hediye ve kampanya önerilerini mutlaka inceleyin!

Sizin için ilk seçtiğim hediye alternatifi ev hediyesi almayı düşünenlerin oldukça ilgisini çekecek!

2014'ün en güzel kahvaltıları, en hoş sohbetleri için Vestel’in sunduğu kahvaltı setlerine mutlaka göz atın derim!

Vestel yılbaşına özel hazırladığı kahvaltı setleri ile hediye alışverişini kolaylaştırıyor. Kırmızı, Inox ve Siyah Kahvaltı Setleri hem şıklığı ile göz dolduracak, hem de sevdiklerinizi çok mutlu edecek. “Hediyem yılbaşı ruhuna uygun olsun!” diyenler için kırmızı set ideal bir seçim.

Vestel Inox Su Isıtıcı, Dijital Tost Makinesi, Türk Kahve Makinesi'nden oluşan Inox set de çok şık ve pratik bir alternatif. Bu setin farkı ızgara olarak da kullanılabilen Vestel Dijital Inox Tost Makinesi.

Modern ve şık bir hediye arayanlar içinse önerimiz Siyah Set. Vestel Siyah Su Isıtıcı, Ekmek Kızartma Makinesi ve Filtre Kahve Makinesi içeren bu set farklı tasarımı ile benzersiz bir hediye olmaya aday.

Setler için buradan online sipariş verebilir, ücretsiz kargoyla hemen hediyelerinize kavuşabilirsiniz! Unutmadan, Vestel Kahvaltı Setleri 2014 yeni yıla özel hazırlandı. Yılbaşı’ndan sonra bu şekilde set olarak bu fiyatlarda bulmanız pek mümkün değil.

Özel, başka hiçbir yerde olmayan bir hediye arıyorsanız Vestel'de harika bir öneri daha var: Yılbaşı özel tasarımlı Türk Kahvesi Makinesi yeni yıla özel indirimli sadece 59 TL!

Yeni yıl, yeni umutlar, yeni hediyeler… Peki 2014 için dileğiniz hazır mı?

Siz sevdiklerinizi unutmayıp yeni yıl hediyeleri alırken Garanti de sizi unutmamış!
2013 yılını geride bırakırken yeni yıldan yeni dilekler eksik olmuyor. Yeni yıla girerken Garanti Bankası bazılarımızın dileklerini duymuş gibi sosyal medya takipçilerini sevindirecek bir kampanya yapmış!

Yeni yıl hediyeniz Garanti Link’ten!

Yıl boyunca farklı kampanyalarla fırsatlar sunan Garanti Link, 2014’e girerken çuvalını hediyelerle doldurmuş bir Noel Baba gibi bacanızdan inmeye hazırlanıyor. Günde en az 10 kere kontrol ettiğimiz sosyal medya hesaplarımızı Garanti Link ile Link’leyerek 14 şahane hediyeden birini kazanmaya hak kazanıyoruz. Televizyondan tablet bilgisayara, telefondan fotoğraf makinasına kadar birbirinden değerli hediyelerden birine sahip olmak çok da kolay. Benim dileğim yeni yılda sevdiklerimle her anımı ölümsüzleştirebileceğim bir fotoğraf makinası. Sizin dileğiniz ne?

Siz de buradan sosyal medya hesaplarınızı Link’leyin, 14 şahane hediyeden birini kazanma şansı yakalayın!


Diğer bir önerim ise moda ile teknolojiyi bir araya getiren Samsung Galaxy Gear! Çarpıcı renk seçenekleri, ince ve zarif tasarımı ile giyilebilir teknolojileri günlük yaşama daha da entegre eden Samsung Galaxy Gear alan herkese, 32GB microSD kart hediye ediliyor. 31 Aralık’a kadar geçerli olan kampanya ile hem yeni yılın en şık hediyesi olmaya aday Galaxy Gear’a, hem de yeni yılda en güzel anılarınızı rahatça saklayabileceğiniz 32GB microSD karta sahip olabilirsiniz.

Yenilikçi ve modaya önem veren kullanıcılara siyah, beyaz, gri, turuncu, sarı ve roze gibi çarpıcı renk seçenekleri sunan Galaxy Gear, 1.9 megapiksel BSI sensörlü kamerası ve 1.63 inç Super AMOLED ekranı ile kullanıcıları cezbediyor.

Telefonunuz cebinizdeyken bile bağlantıda kalmanızı sağlayan Galaxy Gear’da bulunan dahili hoparlör sayesinde telefonsuz konuşma deneyimini sunuyor. Örneğin, bir yandan yılbaşı partiniz için hazırlanırken, diğer taraftan telefon konuşmalarınızı yapabilir, alarmınızı kurabilir, mesaj yazabilir ya da takvim girişlerinizi oluşturabilirsiniz.

Kampanya hakkında detaylı bilgi için buraya tıklayın: http://www.samsung.com/tr/campaigns/galaksidenhediye/



Bir boomads advertorial içeriğidir.

20 Aralık 2013

#DamlaninPlaklari 15


Akışına bırakmıyoruz.
Hep bir kontrol manyaklığı!
Ben istiyorsam olacak ukalalığı.

Mesela sevsin istiyorsam sevecek ,
Bitsin istiyorsam bitecek.

Duymak istemediklerim sessizleşecek
Haykırmak istediklerimi dünya duyacak!

Hep dahası olacak.
Daha çok başarı , daha çok para , daha çok çevre.
Düşmansan daha çok nefret
Aşıksan daha çok aşk
Ne yorucu !

Oysa en son ne zaman düşündün yataktan kalkarken
Oh yaşıyorum ben ya! diye

Bencilsin vesselam Bencil!

Bu hafta Müslüm Baba'yı analım istedim.
Bize unuttuklarımızı hatırlatsın istedim.
Hatta bana komşu olduğumuz o evdeki güze günlerimizi hatırlatsın istedim.
"Evladım Tanrı İstemezse Yaprak Düşmezmiş" desin istedim.

Bak yine ben istedim oldu derdindeyim!
Benden adam olmaz, ya sizden ?


17 Aralık 2013

Küçük Prens Geldi Hanım

Küçük Prens ile ilgili az çok herkesin bir fikri vardır.
Büyük hayranlık duyanları söylemiyorum bile!
Etrafımda o kadar çok Küçük Prens hayranı var ki inanamazsınız
Üzerine bu ay Kitap Kardeşliği ile Küçük Prens okumaya karar verilince size bu güzelliklerden bahsetmeden edemedim :)
Evet kendime de saklayabilirdim ama yapmadım , değerinizi bilin .

Hani yukarıda etrafımda Küçük Prens hayranları var dedim ya , işte en büyüklerinden biri  tutturdu ben Küçük Prensli şallar , yastıklar ve hatta mutfak önlükleri yapacağım diye!

Yaptı da vallahi. Hatta daha neler neler yaptı.

Pek de güzel oldular  hani ...


Yastıklardan üretmiyorlarmış artık (neyse ki ben kapmıştım bir tane) belki voltran oluşturursak ikna ederiz üretime devam etmeye.  (şu paketlerin şirinliği!)


Ben ara ara gidip Marmara Forumdaki standlarını dağıtıyorum.


Olmadı İnternet sitelerine dadanıyorum.
Hani bir bakmak istersiniz diye düşündüm.

Küçük Prens'i okurken boynunuza sarılsa fena mı yani ...
Bence değil ...

Ya da yılbaşı sofraları hazırlarken size eşlik etse ?

Hazır yılbaşı da yaklaşmışken , hediye arayışlarına girmişken buyurun size güzel bir fikir.
Küçük Prensler haricinde Edebiyat serisi şallar , el yapımı defterler, el yapımı çantalar ve daha neler neler..
Bir göz atın derim ben.  TIK TIK

Hatta mağazalarını  ziyaret de edin bence ,güzel sohbetinden mahrum kalmayın  hatta benden de selam edin belkim indirim bile yaparlar ;)

Yılbaşı Hediyen Ayağına Gelsin

YILBAŞI ALIŞVERİŞ KEYFİ

Yeni yıl, yeni umutlar, yeni başlangıçlar. Her sene yeni yılın gelişini büyük bir coşkuyla kutlarız. Hayatımızda çok büyük bir değişiklik olacağından değil belki; ama sevdiklerimizle yeni başlangıçlara adım atmaktan mutluluk duyduğumuz için. Yeni yıl aynı zamanda sevdiklerimizi sevindirmek için de güzel bir bahane. Hediye seçimi bir işkenceye dönmediği sürece! Yoğun tempoda çalışan veya öğrenim gören bizlerin doğru hediyeye ulaşmak için ayıracak günleri yok. Siz de böyle düşünüyorsanız, aşağıda hepsiburada.com’un yılbaşı sayfasından yararlanarak hazırlanan mini listeyi inceleyebilirsiniz:

Sevgiliye

Yılbaşının en klasik hediyeleri parfüm ve saat. Eğer riske girmek istemiyorsanız, erkeğe saat, kadına parfüm hediye etme geleneğini sürdürebilirsiniz. :) Mücevherler veya ihtiyaca göre teknoloji ürünleri de gayet uygun hediyeler olabilir;

- Saat almak istiyorsanız: Erkekler için saat modelleri
- Mücevher almak istiyorsanız: Melis Gold Altın Taşlı Sonsuzluk Bileklik
- Tablet almak istiyorsanız: iPad Mini

Arkadaşa

Arkaşınıza hediye seçerken, onun sürekli almayı ertelediği, ihtiyacını fark etmediği ürünlere ya da herkesin ilgi gösterebileceği ürünlere yönelebilirsiniz;

- Müzik seven arkadaş için: iPhone Dock
- Playstation seven arkadaş için: PES 2014
- İlginçlikler insanı arkadaşınız için: Furby

Aileye

Aile bireylerinin daha çok neden mutlu olacağını tahmin etmek genellikle daha kolay oluyor. İhtiyaçlarını, neden hoşlandıklarını uzun zamandır gözlemlemiş olduğumuz için belki de;

- Babanız tamir işlerinden hoşlanıyorsa: Bosch Çantalı Darbeli Matkap
- Çocuğunuza güzel bir sürpriz: Hot Wheels Çılgın Dinazor
- Anneniz için: Nevinci İnci Set

Yılbaşına özel binlerce ürün arasından dilediğinizi seçmek ve alışverişe başlamak için Yılbaşı sayfasına buradan ulaşabilirsiniz. Şimdiden keyifli alışverişler!
Herşey Ayağına Gelsin

Bir boomads advertorial içeriğidir.

16 Aralık 2013

Müziksiz Evin Konukları

Can o kadar ara bir yaştaki kıyafetmiş ayakkabıymış onları geçtim okuyacağı kitaplar , izleyeceği filmleri seçmekte bile çok zorlanır oldum.
Eskiden Mickey müzikalleri , bubble showlar ,Ben Ten gösterileri ve çocuk oyunları izlemek onun mutlu olması için yeterli idi. Ama artık biraz çocukça gelmeye başladı.
Çocuk Oyunlarının çok basit normal oyunların da ağır kaldığı bir yaş 9 yaş.
Hal böyle olunca tiyatronun yolunu unuttuk 1 senedir. Ve ben bundan çok rahatsızdım. Gittikçe tek aktivitesi sinema olan bir anne-oğul olmaya başlamıştık.
Geçen hafta oturdum tüm Biletix'i taradım ve bir oyun gözüme çarptı (gerçi zaten aklımdaydı)
Müziksiz Evin Konukları

Bu arada oyun ilk sahnelenmeye başladığında kendilerine twitter üzerinden oyunda ya sınırı olup olmadığını sormuştum. Gelen cevap karşılığında oyunu rafa kaldırmıştım. Hatta birazda uyuz olmadım değil hani!
Oyununuzda yaş sınırı var mıdır? diye sormuştum. Gelen cevap 12 yaş uygundur oldu.
Sanki portakal kaç kilo olsun dedim! Kime göre neye göre uygun 12 yaş ?  Yasal olarak mı yoksa o an twitlere cevap veren yetkiliye göre mi ?
Sonrasında gişe yetkilisini aradığımda yaş sınırı 7 dedi.
Ve oyun bence de 12 yaş altı için tehlike arz edebilecek bir unsur yoktu. Alın yavrularınızı gidin anacım !

Can ile gittiğimiz ilk çocuk oyunu olmayan oyundu. Ve büyük çekincelerle başladığımız oyunu Can'ın kahkahaları sebebi ile büyük mutlulukla bitirdik.
Hatta bir ara Can öyle kahkahalar attı ki  yanımızda oturanlar bizi salondan attıracak diye korktum.
Önümüzdeki şirin teyzeler ve yanımızdaki abla Can'a bayıldı ve bir anda salonun maskotu oldu :)
89 kere özür dilemiş olmalıyım ki " nolur dert etmeyin biz bayıldık ,rahat rahat gülsün" dediler :)
Oyunun sonunda "anne oyunu o kadar beğendim ki 3 kere daha izleyebilirim " bile dedi.
Hatta oyunculardan birini o kadar sevdi ki başka oyunları varsa onları da izleyelim mi dedi.


                                           Gönderi by Tiyatrokare.


Benim yorumuma gelirsek ;
Bir kere dekor süperdi , çok beğendim.

Serpil Tamur kesinlikle canlı izlemeniz gereken bir oyuncuymuş onu öğrendim.
Özge Özder zaten oyunu sırtlanmış götürüyordu. Nasıl şirin , nasıl sevimliydi :)
Bir ara oyuncuları gülme krizi tuttu , oyunda bir mini es oldu. Dedim ki bitti oyun daha da toparlayamazlar ,ara mı verseler acaba . Ama oyuncular o kadar iyi toparladılar ki inanamadım.


Toparlasak; oyuncuları çok iyi ama oyun vasat bir oyundu. Konusunu okuyup gittiyseniz benim gibi bi çıtır hayal kırıklığı yaşama olasılığınız var. Bence oyun daha dramatik , daha iyi olabilirdi. Çok hafif kalmış.
Ama Can o kadar eğlendi ki iyi ki de çok derine inmemişler de demiyor değilim :)

Konusun kısaca : Annelerinin ölümünden sonra babalarının maddi sıkıntısı sebebi ile çalışmaya gitmek zorunda kalıp  iki kardeşi kötü kalpli babaanneleri ve hafif çatlak halaları ile bırakmak zorunda kalması.
Her şeyin yasak olduğu bir ev , kötü ve sevgisiz bir babaanne, şeker mi şeker bir hala ve hayalinizde canlandırabileceğiniz  olaylar silsilesi ...

Bu arada biletlerimi hep Biletixden alırdım. İlk defa etkinlik gişesinden aldım ve o an fark ettim ki Biletix bilet başına 6,5 tl gibi absürt bir işlem ücreti alıyor. Bu fiyata şehir tiyatrolarından bilet alınır vallahi , bence çok fazla. Şahsen bundan sonra tiyatro gişelerinden bilet almaya özen göstereceğim.
Zaten bence tiyatro hala daha çok pahalı bir etkinlik bir de böyle yükler geldiğinde 3 kere düşünülür oluyor maalesef.
Bu da Oyun arasında dergisini okuyan entelektüel oğlum. Bazen şaşıyorum bu çocuk benim mi diye ?
Yaptım , oldu valla bacım :)






13 Aralık 2013

Ah Bir Zengin Olsam


Çocukken her Cumartesi Sayısal Loto oynardık.
Bir kolonu ben bir kolonu kardeşim derken bir kuponu doldurur babama teslim ederdik.
Babam gider kuponu yatırır, salonda baş köşeye koyardı.
O akşam çekilecek olsa da o kupona asla Pazar sabahına kadar el sürülmezdi.

Pazar sabahı gazete alma görevi ben de olduğundan -gerçi tembel bir kardeşiniz varsa hep sizde kalıyor o görev- gider gazeteyi alır ana sayfadaki sayılara baka baka eve yürürdüm.
Bütün sayıları tutturduğumu düşünürdüm hatta emin olurdum.

Kahvaltı sofrasına oturduğumuzda ilk geyiğimiz aslında boş yere burada kahvaltı yapıyoruz , Çırağan'a da gidebilirdik Brunch a olurdu.
Ama neden evimizde şöyle huzurlu huzurlu son kahvaltımızı etmeyelimdi ki zaten yakında malikaneye taşınacaktık.
Babam kendine o çok sevdiği Jeep i alırken yanında anneme de kırmızı bir New Bettle patlatacakdı mümkünse şoförlü olacakdı.
Acaba nereden ev alsaydık ?
Okula yurtdışında mı devam etseydik yoksa altına bulayan kolejlerden birine mi gitseydik?
Annem yeni evini nasıl döşeyeceğini anlatmaya başlar
Babam kuracağı iş için ofis arayışlarına girerdi.
Birimiz Oyuncakçıya gidip istediği kadar oyuncak alabileceğinin hayalini kuradursun
Saf olan ben parayı alın gelin ilk iş en yakın D&R a gideceğim , hatta tamamen satın mı alsam ki ? diye hayaller kurardım.
Çaktırmayın ama bu salaklığım doğuştan...
İlkokul da oturduğumuz sitenin bakkalı neredeyse uçurumun kenarındaydı. Hep şiddetli bir rüzgarın o derme çatma bakkalı yıkmasını dilerdim. Böylece tüm çocukla çikolata ve şekerlere koşarken ben raftaki tüm çocuk dergilerini alabilirdim. Hatta bazı büyük dergilerini de alabilirdim büyüyünce okurdum. GÜLME AMA AYIP :)

Kahvaltı biter , salona geçerdik. Kuponu ilk önce babam kontrol eder , sonra bana ettirir en son cila olsun şifa olsun diye Annem'e teyid ettirirdi.
Bu hafta yine olmamıştı ama haftaya neden olmasındı.
Hadi güzel bir film izleyelimdi
Aslında en güzel film hayal etmekti ...

11 Aralık 2013

Yürürken kitap okumak

Klasik sabahlarımızdan biriydi. 
Can'ı okula bırakmış en yakın kahveciye doğru yol almaya başlamıştık
Kırmızı ışıkta durduk. 
Memo dedi ki "bak senden beterleri var düşecek şimdi"
Kafamı baktığı yöne çevirdim. 
Bir kadın kitabını almış eline ne topuklu ayakkabı ne arnavut kaldırımları demeden nasıl hararetle kitap okuyor inanamazsınız. 
Okuduğu sayfa sayısı 10 u bulmamış biricik kocam " bu kadarı da fazla yani "deme gafletinde bulundu. 
Açtım ağzımı yumdum gözümü 
Sen ne anlarsın kitap okumanın verdiği keyiften girdim 
Ne güzel işte keşke herkes aynı şekilde yürüse sokakta ile devam edip 
Düşünsene demek ki nasıl heyecanlı bir kitap ki kapatıp sonra devam edememiş diye bitirdim.
Nasıl  savundun tanımadığım kadını inanamazsınız. 
Nasıl yakın hissettim kendime , kaybettiğim ikizim gibi :P 
Nasıl bir kitap olabilir ki yani çok saçma ne anlatacak da yolda düşme tehlikesine değecek dedi Memo 
Ve o an kadın kitabı kapattı ...   
Memo koca bir kahkaha attı 
Ben yerin dibine girdim.  
Buyrun size kadının iştahla okuduğu ve benim deli gibi savunduğum o roman :D 

Tamam heyecanlı ve atraksiyonlu olabilir ama sokakta yürürken de ağzından salyalar akarak okunmaz yani.
Hayır okuma demiyoruz hobi olarak yine oku ! Ama dünyanın sırrını çözecekmişsin gibi yolda yürürken okuyup bir evli çifti birbirine düşürme ama di mi :)  




10 Aralık 2013

Keşke Gerçek Olsa

Çok ağladım ben
Acayip içime dokundu bu sahne benim
Nasıl sevindim inanamazsınız


Sonra koydum başımı yastığa
Oh dedim bu akşam mutlu uyuyacak birileri
O evi , o çocukları düşünemiyorum

Sonra aklıma diğer çocuklar geldi
İçim  bir Buruk
Nazlıcan mesela ...
Ne hissetmişlerdi acaba
Mutluluk mu ?
Yoksa hasretleri daha da ağır mı gelmişti omuzlarına?

Sonra Tuncay Özkan
Kendi elleri ile hücre arkadaşını evine yollayan
Hücresinde yine yalnız kalan adam
Sonra yine ağladım
Bir gün dedim sen kızına sarılırken ben yine sevinç gözyaşı dökeceğim , bu sefer senin için!
Ve belki de hepiniz için

Keşke dedim KEŞKE GERÇEK OLSA ...

Uyumuşum ...

Bütün gece rüyamda babama koştum.
Üzerimde mor montum , kemik çerçeveli gözlüklerim ve bukle bukle saçlarım ile babamı getiren o otobüse koştum.
Çıldırmış gibi
Sanki koşmasam , dursam orada babamı getiren otobüs gelmeyecek gibi ...

Sahne tanıdık geldi mi ?
Hala görmediyseniz izleyin bence. TIK


09 Aralık 2013

Bir Yekta Kopan Denemesi

Evet konumuz Aile Çay Bahçesi
Aslında kitabın böyle dolu dolu anlatılıp üzerine uzun cümleler kurulacak bir durumu yok.
Ama aranızda benim gibi ilk defa Yekta Kopan okumak isteyip  yahu bu adamın yazım dili nasıldır , akar gider mi yoksa sıkar bıktırır mı kıvamında tereddütleri olanlar  vardır diye yazmak istedim.
Ben Yekta Kopan dilini sevdim.
Okurken Livaneli rüzgarını hissettim yazım dilinde.
Hani Livaneli'yi okurken zaman nasıl geçer anlamaz , bittiğinde de keşke daha yavaş okusaydım dersiniz ya. Aile Çay Bahçesi'ni okurken de aktı gitti zaman. Nasıl bitti anlamadım.
Bir Müzeyen oldum bir Çiğdem.
Bende derin izler bırakmadı belki ama ağır kitaplara verdiğim güzel bir es oldu.
Hakkını yememeli mini bir kitap için sonu çok iyiydi.

Ben şimdi Yekta Kopan'ın başka hangi kitabını okumalıyım onu araştırmaya gidiyorum.
Tavsiyeniz var mı ?

06 Aralık 2013

#DamlaninPlaklari 13


Benim için Tahta Masa
Haşlanmış Yumurta Kokusu ; Lise de  çömez çömez zorunlu stajımı yaparken sabah 6 da 87654 tane  haşlanmış yumurta soyduğum o kahvaltı salonunda üst sınıfların bangır bangır Ümit Besen- Cengiz Kurtoğlu dinliyor olmasından mütevellit ne zaman haşlanmış yumurta kokusu duysam "ayağı kırılmış o tahta masaaa" diye başlarım.

Pek Değerli Varlığımın Olası Sebebi ; Ümit Besen ile aşklarını yaşamış bir anne babanın ilk hormonlu patatesleriyim sonuçta.

Sınıf Farkı ; Etrafım "İşte bizde hafta sonu şehre indik " cümlesi kuran kurtlarla ay pardon insanlarla dolu. Bu türler  Türkçe müzik dinlemez. Ümit Besen desen , ekşimiş surat ne demek sana hemen hatırlatırlar. Bu burun kıvırmayı da yüksek sınıf olma hakkı olarak görürler. Ve dışarıdan bakıldığında farkında olmasalarda  çok çok komik görünürler.

Bağırarak Şarkı Söylemek ; Bak bu çok önemli. Ne zaman mutsuz olsam ,keyfim kaçsa açarım Tahta Masa'yı bağıra bağıra söylerim. Özellikle arabada çok zevkli oluyor ,tavsiyemdir deneyiniz.

En Komik Fotoğraf ; Geçen haftalarda Can'ın sınıftan bir arkadaşı bize oyun oynamaya geldi. Annesi de birkaç saat sonra oğlunu almaya geldiğinde ilk defa yüz yüze sohbet etme şansımız oldu , konu Memo ya (eşim) geldi.
- Aaa belki tanıyorumdur orada çalışıyorsa fotoğrafı var mı ? ,dedi.
-Can  babanın resmini getirsene masanın üstünden oğlum ,dedim.
Masanın üzerindeki 5 Memo fotoğrafının  içinden getirip kadının eline tutuşturduğu fotoğraf buydu;

Evet arkadaki Ümit Besen ...
Nasıl ama ilk izlenim :))))

05 Aralık 2013

Tuhaf

Dün malumunuz üzerine asistanlık hayatımın en absürt olayına imzamı atarak patronumu evlendirdim.
Zira ilk defa başıma geliyor.
Ama herkes sakin olsun Ankaranın Bağlarında  karşılıklı göbek atmadık.
Sonuçta birbirimize olan saygının dibin görmeyi ikimiz de istemeyiz :)

Ama size anlatacağım tuhaflık bu değil.
Ben düğün dernek olaylarına oldum olası karşı olduğumdan hep uzak dururum.
Bunun için böyle bir şeyden ilk defa haberim oldu.

Düğünün ilerleyen saatleri herkes Ankaranın Bağlarına bağlamış pistte göbek atarken mekanı terk etmenin vaktinin geldiğini anladığım o dakika vestiyerden paltomu aldım , kapıya yöneldim ki...
Bir ses ile irkildim.
ATATÜRK'ün sesi ile ...
10. Yıl Marşı çalmaya başladı salonda.
Ben kapıda durdum , ilk önce şöyle düşündüm gelin İzmirli , demek ki İzmir de düğünlerde bir gelenek bu.
Zannettim ki hep beraber söyleyeceğiz.
Sonra bir baktım yeni bir düzenleme yapılmış parçaya
Sadece başta ATATÜRK konuşuyor , marşın sözleri  kalkmış yerine müzikle biraz oynanmış ve ortaya herkesin göbek atmaya devam ettiği garip bir şey çıkmış.

Sizi bilmem ama ben çok yadırgadım.
Yakıştıramadım.
Düğün ve 10. yıl marşını aynı kefeye bir türlü koyamadım.

Benim için çok Tuhaf bir deneyimdi.

02 Aralık 2013

Kitaplaşalım mı ?

Şu blog aleminde pek bi sevdiğim bloggerların bir çoğunu bu etkinlik ve dolayısı ile Diloş'um sayesinde tanıdım.
Bu etkinliğe geçen yıllarda ben de ev sahipliği yapmıştım ama asıl fikir sahibi yine Kitaplaşalım mı ? diyerek geri döndü.
Daha önce böyle bir etkinliğe katılmadıysanız şunu söyleyebilirim ki ; emin olun çok güzel insanlar ve hatta dostlar tanıyacak, çok güzel hediyeler alacaksınız. Zira artık hepimizce bilinen sahte isimler vb. kişileri Dilara etkinliğe kabul etmeyecektir. Bu da temiz ve huzurlu  bir hediyeleşme demek.
Üstelik Blogger olmanıza da gerek yok. Tek yapmanız gereken buraya gidip "ben de varım" demek...

Hadi gelsenize  KİTAPLAŞALIM ...



Special design for Keşke Gerçek Olsa by GeCe