16 Eylül 2014

Defter Kapla-t-mak

Her okul açılışına yakın kaplanacak defter ve kitapları düşündükçe sizi de benim hafakanlar basıyor mu bilmem.
Önceki senelerde "bir yudum şarap bir defter " teması ile eğlenceli hale getirmeye çalışmış da olsak pek başarılı olduğumuz söylenemezdi.
Bakınız 2. sınıf
3. sınıfta şarap kesmemiş votka shut'a geçmişiz ;
Hatta geçen sene bu ulvi icattan bahseden arkadaşlara içimdeki retro ruh  ve ben burun kıvırdık. Ay yok artık bile dedik.

Ama bu sene....

Kolay defter kaplama from DAMLA ŞAHİN on Vimeo.

Böyle kasvetli işler için böylesi  basit makineler üretiyorlar ya kafamı taşlara vurasım geliyor "bunu ben düşünmeliydim" diye.
Adamlar yapmış vallahi , helal olsun.

Arada ekrana giren Can ve göbeğini görmezden gelin:)

12 Eylül 2014

#DamlaninPlaklari 46


Hayat hepimize mutsuz olmayalım diye ip uçları veriyor aslında da , biz farkına mutsuz olduktan sonra varıyoruz.
Çok yakın bir arkadaşım vardı mesela , aylarca yazdığım #damlaninplaklari yazılarımın tek satırını okumamış laf arasında "geçen gün de aynı şeyi yazdım #damlaninplaklarinda ,okudun mu ?" dediğimde 

- Yoo , ben plak yazılarında paylaştığın şarkıdan bahsediyorsun diye hiç okumuyorum ki demişti. 

Al sana ip ucu. Ne ucu , hayat  koca halatı vermiş eline bi aç gözünü bak değil mi ?
Yok işte! İnsan konduramıyor. 

Şimdi ben neden yazdım peki bunları?

Aslında bugün size Nil Burak'ı ne kadar sevdiğimden bahsedecektim. 
Uzun yol seyahatlerimde dinlemek için bir de cd sini aldığımdan , cdnin gerçek plak kayıtlarından oluştuğunu , tüm tatil boyunca bayılarak dinlediğimizi anlatacaktım. 
Hani aranızda benim gibi nostalji sevenleriniz varsa ama plak çılgınlığına bulaşmaya zamanınız el vermiyorsa müzik marketlerde Nil Burak , Ayla Algan , Seyyal Taner , Atilla Atasoy ve bir çok başka sanatçının "En İyileriyle " adlı bir seri cd sinin olduğunu anlatıp belki de sevaba girecektim. 

Öyle aklıma geldi. Güldüm kendi kendime. 
Siz aldınız bence mesajı :) 

Siz de gülün bu hafta sonu e mi ? Koca koca kahkahalarla gülün ... 

04 Eylül 2014

Haydi gelin , Zeki Müren de bizi görecek !

Yıllardır Bodrum'a giderim her defasında da bu evin önünden geçerim , derim ki "bir daha ki sefere artık".
Sonuçta hayatı ertelemeyi sizden öğrenecek değiliz.

Ama bu sefer sadece ve sadece bu ev için gittim Bodrum'a.
Totomuzu yırtıyoruz #DamlaninPlaklari diye son bir yıldır. Bu sefer ziyaret etmezsem olmazdı.

Koşar adım çıktım merdivenleri. İlk önce bi selamlaştık ;

Sonra büyük keyifle gezdim evin her köşesini. Çok eğlendiğim de oldu , şaşırdığım ve pek tabi hayran olduğum anlar da.
Benim gibi erteleyenleriniz vardır diye bolca fotoğraf çektim. Hatta bir de mini video var , umarım beğenirsiniz.
Müze girişi 5 tl. Müze kartınız var ise 3 tl ye iniyor. Pazartesi günleri kapalı.

Zeki Müren evinin çok şaşaalı olmayacağını az çok tahmin ediyordum fakat bu kadar mütevazi olduğunu görünce şaşırmadım desem yalan olur.

Salonun girişinde Sanat Güneşi karşılıyor sizi , bütün ihtişamı ile :)
Büfenin üstündeki ince uzun kutuda bastonu var. Çok beğenmiştim , hatta üstüne çok konuştuk ama yakından çekmeyi unutmuşum. Yeminle benden blogger olmaz da oyalanıyorum işte.

Salon duvardaki Atatürk resmi ,gramafonu , daktilosu ve hatta dikiş makinesi  ile beni çok duygulandırdı.

Salonun hemen yanında yatak odası var. İstanbuldaki evinde kullandığı yatak odasını buraya getirmiş kendisi.
 Koca müzede bu bilgilendirme hariç hiç yazı yok neredeyse . Ne özel eşyaları ne de başka bir şey için minik notlar düşmeyi bile düşünmemişler.
Evin en süslü yeri de burası

Parfümlerinin kokusunu merak ettim , yakından çektim ki en yakın zamanda bir yerde gidip kokularına bakacağım :)

Kondüsyon bisikleti ve süslü terliklerini de size göstermeden olmaz.







Bu fotoğraf yatak odasının bir duvarını kaplıyor. Çok güzel bir fotoğraf , bayıldım ama çok da merak ettim acaba yaşarken de orada mıydı? Neden o resim? Kendi mi seçti? Çok mutluydu o an ? Neden yani ...

Yukarı çıkmadan önce kayıt cihazları ve teypler çıkıyor karşımıza.

Ve üst kat.

Beni benden alan , can evimden vuran , içimdeki kliptoman kişiliği bir anda ortaya çıkartan yer.
Plaklar , plaklar , plaklar...

Hepsini camekanlı bir bölüme kilitlemişler. Şeytan dedi kır , topla ve koşmaya başla :)
Evet, bir an düşünmedim değil , ne var hahhahaha :))
Sonra kendisi ile göz göze geldik. Yavrum dedi. Yapma dünya güzeli , akşam olur gizli gizli ağlarım sonra :))
Kıyamadım.

Buyrunuz şahsi eşyaları ;


İlk giydiği özel sahne kostümü buymuş. Yıl 1961 , ne özgüven ne cesaret gerçekten. Yıl oldu 2014 hala o medeni görüşe erişemedik.

Ve diğer efsane kostümlerini videodan izleyebilirsiniz.

Zeki Müren Müze Evi Gezisi from DAMLA ŞAHİN on Vimeo.

Ödüllerinin sadece bir kısmını çekebildim. Sanırım 16 tane falan altın kelebek saydım.
Ve Zeki Müren'i öyle çok sevmeme rağmen daha önce annesinin fotoğrafını hiç görmediğimi fark ettim.
Ne güzel kadınmış ama di mi?

Ve meşhur arabası, bahçede heykeli ile yan yana duruyor.

İşte bu kadar. Bol resimli bir yazı oldu. Gezmeyenler varsa umarım beğenmiş , daha önce gezmiş olanlar da güzelce yad etmiştir Sanat Güneşi'ni.

Zeki Müren de bizi görecek mi bilmem ama hala o muhteşem manzarasını izleyerek şarkılar mırıldandığına eminim.

02 Eylül 2014

Kürkçü Dükkanı

Resmen pusuya yattım , fark etmediniz.

Gizliden takip ettim hepinizi.
Mesela İnstagram sağolsun  ne yediniz , ne içtiniz , nerede gezdiniz hepsinden haberim var.
Sonra Twitter sağ olsun neye kızdınız , sövdünüz , neyi yalandan övdünüz onlardan da haberim var.
Hele hele Swarm sayesinde gittiğiniz yerlerden , sohbet ettiğiniz kişilerden bile haberim var.

Ama ben en çok yazdıklarınızı özledim.
Çok özlediklerime kayıtsız kalamadım bazen , uzandım şezlonga tüm gün pıs pıs okudum haberiniz yok.

Mükemmel tatil yaptım denemez ama bu seferki uzun sürdü , o kesin.

Dinlenmiş sayılmam ama heybemde bir dolu şeyle geri döndüm.

Zeki Müren'in evine gittim mesela. Videolar bile çektim blog için.
Muhteşem güzel bir otelde kaldım 1 gece , görmeniz lazım. Bir sürü fotoğraf çektim sizin için.
Ayvalık'ta 1 yıl yaşamış ama dünyadan habersiz bir insan olarak efsane bir sokak keşfettim. Neler aldım bir bilseniz.
Bir köy düğününe katılmaz zorunda kaldım ki peçetelerinizi hazırlayın gülmekten ağlayacaksınız.

Hepsi pek yakında , işte tam da bu blogda !!!

O değil de yazmayı mı özlemişim ne ?
Umarım siz de özlemişsinizdir.

Aklımı şu şezlogdan koparır koparmaz kürkçü dükkanına döneceğim :)




Special design for Keşke Gerçek Olsa by GeCe