2015 yılının favori yazarlarıma iyi gelmediğini düşünmeye başladım.
İlk önce Hande Altaylı'nın
Delice'si şimdi Livaneli'nin Konstantiniyye Oteli.
Kitabı çıktığı gün adeta Tazmanya canavarı misali koşarak hatta kendi etrafımda dönerek almaya gittim.
Çünkü, Livaneli özeldir.
Sizi hiç yanıltmaz. En kötü diyeceğiniz kitabını bile seversiniz.
Konstantiniyye Oteli de benim hafızamda
vasat ama güzel olarak kalacak.
Kitabımızın kahramanı -
sanırım- Zehra. Buradaki "sanırım" benim için kitabın özeti oldu.
Zehra büyük bir şirkette Yönetici Asistanı olarak çalışıyor. Ama biz kitabı Zehra'nın ağzından değil yazarın ağzından okuyoruz.
Kah Zehra'nın hayatına kah patronu Ergun beyin hayatına kah Otel çalışanlarından Garip'in hayatına dalıyoruz.
Ergun beyin yabancı ortağı ile ortak olduğu Konstantiniyye Oteli'nin açılış gecesindeyiz. Düşünün ki bir balo salonunun en kuytu ve en yüksek yerinde , tüm konukları izleyebileceğiniz bir yerdesiniz. Anlatıcı size hangi masada oturan ne demiş , kim kimi sevmemiş, kim kimi kiminle aldatmış , kimin ne sırrı varmış anlatıyor da anlatıyor.
Gıybet gıybet üstüne anlayacağınız.
Tüm konukların ve hatta yüzyıllar önce yolu oradan geçmişlerin anılarına, karakterlerine , gizli sırlarına şahitlik ediyoruz. Şahitlik ederken de sanmayın kı sıkılıyoruz, Haşa! Livaneli'nin kalemine hakaret olur bu , kitap adeta akıp gidiyor boğazımızdan.
An gelipte kitap bittiğinde öylece kalakalıyorsunuz ama , festival filmi tadında yani.
Hani şimdi sor bana bu kitap ne anlattı , bilemem.
Es geçmemesi gereken konuları yazmış da o konulara uygun karakterlerini hazırlayıp hepsini bir kitaba koymak istemiş gibi. E bu kadar çok karakteri de ya düğünde ya böyle şaşalı bir açılışta bir araya toplayabileceğinden üstünkörü bir otel inşa etmiş sanki.
Kitap benim susuzluğumu gidermedi vesselam
Bu kalabalık kadro bana sıkça Ayfer Tunç'un Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi kitabını anımsattı. O kitabı da okurken büyük keyif alıp bittiğinde e ne oldu şimdi ben ne okudum hissine kapılmıştım.
Şimdi düşünmeyin ki Damla bu kitabı sevmedi. Sevdim ama bayılmadım.
Benim baştacı Livaneli kitabım hep
Serenad kalacak , anlaşıldı.
Ve eleştirmeden geçemeyeceğim bir konu ,
Doğan Kitap sanırım masraf olmasın diye en ucuz kağıda baskı yapmış olmalı ki sayfayı çevirirken bile kenarları yırtılıyordu. Hani uçaklarda dağıtılan ucuz dergilerin sayfaları gibi düşünün , bakınca arka taraf görülecek gibi incecik. Bir Livaneli kitabına yakışmayacak şeyler bunlar.
Bir de şu kitapların ciltli versiyonlarını neden sonradan çıkartıyorsunuz acaba diye sormak istiyorum kendilerine. Evde her Livaneli kitabından bir ciltli bir normal karton kapaklı var sayenizde!
*Livaneli'nin 24 Mayıs saat 15:00 de Kanyon D&R da imza günü var. Ben kitaplarım , plaklarım , cdlerim ile sıraya sabahtan girmeyi düşünüyorum. Gelecek olanlar varsa haberleşelim, kahveler benden.