25 Mayıs 2015

Hafta Sonu Dedigin

Bazı hafta sonlarının kötü geçme olasılığı yoktur. 

Misal arkadaşlarınızla çimlere yayıldıysanız;



Yine  misal bir minderde 8,5 saat oturup , sohbetin tadına doymadıysanız ;



En büyük misal ki bu çok önemli  en sevdiğiniz yazar , en sevdiğiniz fikir adamı , en sevdiğiniz sanatçı imza günü yapmışsa;



O hafta sonu kötü geçmez.

Ve zafer ;

Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim ,  Kanyon D&R'da saat 15:00 de başlayacak  imza gününe 14:40 da gelmiş bir güzel insandan bahsediyoruz. Naif, nazik , duygulu insan. Gel de hayran olma!


Livaneli severlere çok yakında çok daha büyük bir sürpriz ile döneceğim , bekleyin ;)

24 Mayıs 2015

All You Need Is Love

Cok agladim ben bu filmin sonunda.
Abartisiz 50'nin-yaziyla ELLI- uzerinde izlemisligim vardir. 
Her defasinda nefessiz izlerim. 

Bugun aklimda yoktu ama. 
Yorgun argin eve donmus, kahvemi demlemis , annemle telefonda gunun giybetini yapiyorduk ki bir ses duydum. 
Herald Zidler'in sesi. 
Telefonun ucunda , oyle ciliz ki. 
Sonra hafif bir muzik caldi. Soyle bisi.
Annem dalmis konusmaya,
Dedim ; Sus bakayim!
Arkadan gelen ses tahmin ettigim sey mi?
Damla, senden korkuyorum artik , nereden duydun pes! dedi.
Uzatmadim. Nerede olsa tek notasindan tanirim cunku :)
Kanal numarasini aldim , kisa kestim , kapadim telefonu.


Film bitti , ben yine agladim.
Dusundum sonra.

Su hayatta bir insanin sahip olabilecegi en degerli sey arkasindan dokulecek gozyaslari olabilir mi?

Sizce?

Eski bir arkadasim Moulin Rouge'un sahane bir resmini cekmisti benim icin mesela. Siyah -beyaz nasil guzel!
O geldi aklima.
Kendisi yok simdi.

Moulin Rouge'u ilk kez eski bir arkadasimla izlemistik. Film bitmis ben kendimi tuvalete kapatmis, saatlerce aglamistim.
O geldi aklima.
O da yok simdi.

Aman Damla neyini seviyorsun su filmin diyenler oluyor bazen.
Kaybettirmesini seviyorum.

Ölmeden mezara koyduklarimizin mezarina nasil cicek goturecegiz? demistim bir kez.
Kollarimizda öldürüyoruz sevdiklerimizi cogu kez , Christian gibi.
Satine olmayi hak edene ne mutlu!

Izleyin iste!


Moulin Rouge - El Tango de Roxanne paylaşan: Rockdilkem

Sevenler icin cok daha fazlasi ; http://www.buzzfeed.com/jemimaskelley/things-you-didnt-know-about-moulin-rouge?sub=3202552_2852596#.hsj1L02aV

22 Mayıs 2015

Damla'nın Plakları

Her Cuma günü , tam 51 hafta 51 plak kaydı yayınladım #DamlanınPlakları başlığı ile. Çok seven de  oldu , tepki vermeyen de oldu. Birçok kişi Cuma sabahları yazıyı görmese nerede diye sordu :)


Uzun zamandır yayınlayamıyorum videoları , çok da soranlar oluyor. Emin olun ben de sizin kadar özlüyorum. Ama telif hakları kısmına takılıyorum. Youtube'dan da uyarı aldım bu konuda-zalımsın Youtube-.
Hala kaldırılmamış olanlar var , yukarıdaki Damla'nın Plakları başlığını tıklarsanız eski yazılara ve videolara erişebilirsiniz.

Anlayacağınız ya #DamlanınPlakları uğruna hapislerde sürünecektim ya da vazgeçecektim.

Vazgeçmedim!

Hayır hapse girmeye de niyetim yok. Aslında nasıl güzel yazı dizisi olurdu #DamlaHapiste :)

Şok! Şok! Şok! Ünlü blogger plak kayıtları ve okuyucuları uğruna hapse girdi. 

Vazgeçmedim demiştim ya hani , aynı tadı vermese de , yeni bir çözüm bulana kadar , kimseyi de sıkmadan İnstagram hesabımdan mini #damlaninplaklari yayınlarıma devam ediyorum.  Bugün bu videoları bloga koyabilir miyim acaba diye düşündüm ve işte buyrun ;


Çok daha fazlası için ; https://instagram.com/explore/tags/damlaninplaklari/

Mutlu bir hafta sonu dilerim ;)

21 Mayıs 2015

Kitap Yorumu - Konstantiniyye Oteli

2015 yılının favori yazarlarıma iyi gelmediğini düşünmeye başladım.
İlk önce Hande Altaylı'nın Delice'si  şimdi Livaneli'nin Konstantiniyye Oteli.

Kitabı çıktığı gün adeta Tazmanya canavarı misali koşarak hatta kendi etrafımda dönerek almaya gittim.
Çünkü, Livaneli özeldir. 
Sizi hiç yanıltmaz. En kötü diyeceğiniz kitabını bile seversiniz.

Konstantiniyye Oteli de benim hafızamda vasat ama güzel olarak kalacak.

Kitabımızın kahramanı -sanırım- Zehra. Buradaki "sanırım" benim için kitabın özeti oldu.
Zehra büyük bir şirkette Yönetici Asistanı olarak çalışıyor. Ama biz kitabı Zehra'nın ağzından değil yazarın ağzından okuyoruz.
Kah Zehra'nın hayatına kah patronu Ergun beyin hayatına kah Otel çalışanlarından Garip'in hayatına dalıyoruz.
Ergun beyin yabancı ortağı ile ortak olduğu Konstantiniyye Oteli'nin açılış gecesindeyiz. Düşünün ki bir balo salonunun en kuytu ve en yüksek yerinde , tüm konukları izleyebileceğiniz bir yerdesiniz. Anlatıcı size hangi masada oturan ne demiş , kim kimi sevmemiş, kim kimi kiminle aldatmış , kimin ne sırrı varmış anlatıyor da anlatıyor.
Gıybet gıybet üstüne anlayacağınız. 
Tüm konukların ve hatta yüzyıllar önce yolu oradan geçmişlerin anılarına, karakterlerine , gizli sırlarına şahitlik ediyoruz. Şahitlik ederken de sanmayın kı sıkılıyoruz, Haşa! Livaneli'nin kalemine hakaret olur bu , kitap adeta akıp gidiyor boğazımızdan.
An gelipte kitap bittiğinde öylece kalakalıyorsunuz ama , festival filmi tadında yani. Hani şimdi sor bana bu kitap ne anlattı , bilemem. 

Es geçmemesi gereken konuları yazmış da o konulara uygun karakterlerini hazırlayıp hepsini bir kitaba koymak istemiş gibi. E bu kadar çok karakteri de ya düğünde ya böyle şaşalı bir açılışta bir araya toplayabileceğinden üstünkörü bir otel inşa etmiş sanki.

Kitap benim susuzluğumu gidermedi vesselam

Bu kalabalık kadro bana sıkça Ayfer Tunç'un Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi kitabını anımsattı.  O kitabı da okurken büyük keyif alıp bittiğinde e ne oldu şimdi ben ne okudum hissine kapılmıştım.

Şimdi düşünmeyin ki Damla bu kitabı sevmedi. Sevdim ama bayılmadım.

Benim baştacı Livaneli kitabım hep Serenad kalacak , anlaşıldı.

Ve eleştirmeden geçemeyeceğim bir konu , Doğan Kitap sanırım masraf olmasın diye en ucuz kağıda baskı yapmış olmalı ki sayfayı çevirirken bile kenarları yırtılıyordu. Hani uçaklarda dağıtılan ucuz dergilerin sayfaları gibi düşünün , bakınca arka taraf görülecek gibi incecik. Bir Livaneli kitabına yakışmayacak şeyler bunlar.
Bir de şu kitapların ciltli versiyonlarını neden sonradan çıkartıyorsunuz acaba diye sormak istiyorum kendilerine. Evde her Livaneli kitabından bir ciltli bir normal karton kapaklı var sayenizde!

*Livaneli'nin 24 Mayıs saat 15:00 de Kanyon D&R da imza günü var. Ben kitaplarım , plaklarım , cdlerim ile sıraya sabahtan girmeyi düşünüyorum. Gelecek olanlar varsa haberleşelim, kahveler benden.



20 Mayıs 2015

Annelik Sohbetleri

Pazartesi süsü verilmiş Çarşamba sabahından herkese günaydın! 

Bugünün yazısı Livaneli'nin Konstantiniyye Oteli olacaktı lakin çok daha sevimli bir haberim var. 

2 Balık 1 Kedi blogunun sahibi canım Esra benim anneliğimi ciddiye alıp bana sorularını yöneltti. 

Nazik sorularına cevap verdim ama kendisine  gönderirken içimden  dedim ki " Kesin yayınlamaz , manyak bu kadın , gamsız anne" diye benden nefret edecek, etmemiş hatta yayınlamış.

Okumak isterseniz ; http://2balik1kedi.blogspot.com.tr/2015/05/annelik-sohbetleri-damla-ve-can.html

Teşekkür ederim canım Esra

14 Mayıs 2015

Paşa


1.Anadolu Çizgi Film Yarışmasında kazanan animasyon Zeki Müren olmuş. Bayıldım!
Emeği geçenleri tebrik ederim.


Zeki Müren from Anadolu Animasyon Yarışması on Vimeo.


11 Mayıs 2015

Doğuş Otomotiv Trafik Hayattır!

Önemli olan ne kadar hızlı vardığınız değil, nasıl vardığınız...

Trafikte aşırı hız yapmayın! Çünkü Trafik Hayattır!



Aşırı hız son yıllarda kazaya sebep olan unsurların başında yer alıyor. Özellikle gençlerin yaptığı trafik kazalarının çoğu aşırı hız nedeniyle meydana geliyor. Doğuş Otomotiv’in kurumsal sorumluluk markası Trafik Hayattır, ‘aşırı hız’ı konusunu ana mesajları arasına alarak projelerini kurguluyor.

Dünya Sağlık Örgütünün raporuna göre trafik kazalarındaki ölümlerin yaş grubu analizinde diğer ölüm nedenleri arasında 15-29 yaş grubu birinci sırada yer alıyor.   Bu durum gençlere yönelik trafik güvenliği kampanyalarının acil olarak arttırılması gerektiğini gösteriyor. Trafik Hayattır platformu bu noktada çok önemli inisiyatifler alarak önemli projeler geliştirdi; 4 senedir devam eden Trafik Güvenliği Uzaktan Eğitimi projesinin üniversitelerde seçmeli ders okutulmasının yanı sıra, 2014 yılında radyolarda yer alan ‘aşırı hız’ radyo spotu da dikkat çeken bir diğer proje oldu. İki projede birçok önemli ödül aldı. Bu ödüllerden en çok gurur veren ise 2014 Birleşmiş Milletler Genel Kurultay’ın da iki projenin Avrupa’da trafik güvenliğiyle ilgili örnek uygulama seçilmesi oldu.




Trafik Hayattır, ‘aşırı hız’ ile  ilgili projelerine yenisini ekledi ve her birinde farklı trafik güvenliği mesajlarının verildiği bir animasyon serisi üretti. Aşırı hız konulu animasyonda her gün trafikte rastladığımız hatalar vurgulanıyor.  Çocuğunu almaya giden bir babanın trafikte kalmasını ve sonrasında hız yaparak girdiği emniyet şeridinde kaza yapmasını anlatan animasyondan hepimizin çıkaracağı dersler var.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

02 Mayıs 2015

Spor yapmak zararlıdır

Sevgili ayakkabi sahibi ;
Spor salonuna geldiginiz son 3 seferdir ayaginizdaki pembis Airmax'leri salyalarim akarak izliyorum. O nasil guzel ayakkabidir. Ben ki bu spor salonuna uye olmak icin binlerce lira vermis insanim , boyle ayakkabi gormedim.
Aramadim mi saniyorsun , tum Turkiyeyi pembisli Airmax bulacagim diye alt ust ettim ama hicbir yerde kalmamis.
Gunlerdir ruyamda da gordugum bu ayakkabilari bugun spor salonuna gelmis olmani da firsat bilerek izninle caliyorum.
Evet, biliyorum tum soyunma odasinda uyelerin ayakkabilari ortada , ben de dahil hicbirimiz ayakkabilarimizi kilitlemiyoruz. Ama ben de dahil hicbirimizin pembis Airmax'i yok.
Allah icin ayaklarimiz da ayni numara degil ama artik pamuk koyacagiz onune.
Simdi sen muhtemelen bu ayakkabilarin taksitlerini henuz bitirmemissindir. Uzulme , hevesini aldin en azindan. Biraz da ben hevesimi alayim.
Hakkini helal et. Ayakkabilarina gozum gibi bakacagim.
Imza : HIRSIZ 

Sanirim arkasinda mektup birakacak olsa tam da bu sozleri yazacakti. Ama ne mektup ne bir ipucu birakmadan spor salonumuza adeta bir Cuma namazi cikisi muamelesi yaparak ayakkabilarimi da aldi gitti. 
Cok sinirlendim blog 

Durun bastan anlatayim. 

Yillarca yazilip sezonda bir kac gun o da yerinde duruyor mu diye ziyarette bulundugum spor salonuma almis oldugum 67890 kilonun da etkisiyle birkac gundur sık ugrar olmustum. Iste bugun de o gunlerden biriydi. Soyunma odasinda biraktigim ayakkabilarim salonu terk etmemden 15 dakika oncesine kadar yerindeydi. Sonrasi pufffff.... 

Benim zaten neyimeydi spor yapmak! 

Ortaligi ayaga kaldirdim , dolabini kitleme geregi bile duymayan diger hatunlara ve yerli yerlerinde duran ayakkabilarina adeta tislarak baktim. 

Dunyanin en sonuk insani olarak girip cikmaya calistigim spor salonunda uyelerden calisanlara kadar beni tanimayan kalmadi. Artik beni her gorduklerinde 'Yazik ,ayakkabisi calinan kiz degil mi bu ' diyeceklerdi. Ben artik ayakkabisi calinan kizdim. 


48 saat once ...
Cocugu bizdeydi , pek tabi kapidan onu almaya geldi. Pek zevkli hatundu zaten ama bugun ayagindaki Airmax'ler ile adeta bir afet-i devran olmustu. Ayakkabilarina bayildim Nilgun diyemeden yavrusunu kapip gitti.  Aksam yatarken bile ;

yahu ayakkabilar da ne guzeldi 

bu rengini gormemistim , yeni demek ki 

Su yeni t-shirt ile de ne guzel olur

Tam yaz rengiymis

Kadin bir kere de kotu biisi giy yahu

Alsam mi ben de 

Yok yahu 

Ya neden ki coook guzeldi ayakkabilar 

Kizim aynisinin pembesi degil mi seninki , atacak misin onlari 

Olsun bu da cok guzelmis

Ne diyeceksin kocana 

Askim ben o ayakkabilardan istiyorum desen aynisi sende var diyecek
Ne yani insanin illaki bir tane mi ayni model ayakkabisi olmali, kural mi bu!! 

diyerek uyudum. 

Kissadan hisse: EVRENE YOLLAYACAGINIZ MESAJLARDA DAHA ACIKLAYICI CUMLELER KULLANIN. 

Misal; Sevgili evren yeni ayakkabiyi cok istiyorum ama eskisi de dursun lutfen gibi, hani ben yandim siz yanmayin. 







Special design for Keşke Gerçek Olsa by GeCe