19 Ekim 2016

Deniz Kizi Olmak Cok Onemlidir ~ Gozde Baytan \\ Kitap Yorumu

Super bir kitap okudum. Kapagini kapatir kapatmaz buraya kostum.
Beni bilirsiniz, bir kitabi cok begenirsem anlatmalara doyamam, her okusun diye surekli gozunuze sokarim, okumayani ayrica durtuklerim. Deniz Kizi Olmak Cok Onemlidir de bu kategoriye bodoslama daldi.
Bu yuzdendir ki beni yormayin da kitabi alip okuyun, uzmeyelim birbirimizi.


Kitabimizin kahramani 6 yasinda tatli mi tatli bir kiz olan Sahra. Sahra kitabin basinda
Simdi her seyi unut.
Seni yeniden 6 yasina davet ediyorum...
diyor. Ve elinizden tuttugu gibi cocuklugunuza donduruyor. Bu yer yer ve hatta siklikla aci bir yuzlesme, tatli bir tokat, buyuk bir farkindalik sagliyor.

Oyle ki Sahra anlattikca ben kendi anneligimi sorguladim durdum. Yuzumu su serpme, sahiden ne yapiyoruz biz yahu? cigliklari atmak istedim.

Kitap ozetle 6 yasindaki Sahra'nin buyume sancilari ve anne babasi ile iliskilerini anlatsa da hayat hakkinda, doga hakkinda, kisiliklerimiz ve insanlik iliskilerimiz hatta olum hakkinda ummadiginiz seyler soyluyor.
Ben de cok fazla detay vermeden birkac alinti ile sizi basbasa birakiyorum.

*Ne komikti su ailesi... Kitaplari da insanlarin yazdigini unuturlar, dunyanin gerceklerini ogrenmek icin etraflarina bakmaz, kitaplara gomulurlerdi. 

*Sorumlu olmak, ailesinin isteklerini yerine getirmek ve onlarin hislerine kendi hislerinden daha fazla onem vermekten baska bir sey degildi.

*Baskalarinin hayalleri uzerimizde ne de komik duruyordu, bunu kesfettiginden beri kendisine ait olmayan hicbir hayale elini bile surmedi, sahibine herp iade etti. 

*Susan, sabreden,affeden dunya bazen dolar tasar ve derinlerde sikisan kirginliklar buyuk bir gucle kendilerini yuzeye firlatirlardi. Bu kocaman enerji patlamalarina insanlar dogal afet derler ve kirdiklari kalbi onarmak yerine kirilan, dokulen velerini onarirlardi. Icinde yasadiklari asil evi gormez, bir turlu duymazlardi. Dunyayi duyabilen insanlar cadiymis. Efsunluymus. Medyummus. Buyucuymus. Oyle soylerlerdi.  Her insanin esit yaratildigi gercegini gormez, esitlik ister,  esitlik gordukleri ilk firsatta da bu esitligin getirdigi siradanlik fikriyle bas edemezlerdi. Yok yok kimse esit olmasindi. En iyisi baskalari esit olsun, ayni olsun ama kendileri cok farkli olsundu. Hatta oyle farkli olsundu ki tum dunya karsilarinda titresindi. 

Sen hala burda misin okuyucu, haydi git al kitabi ;)


 

08 Ekim 2016

Günışığı Kitaplığı Zeynep Cemali Edebiyat Günü 2016

Haftalar oncesinden heyecan ile bekledigim, acaba beni kabul ederler mi diyerek kayit formumun onayini karin agrisiyla bekledigim Günışığı Kitaplığı Zeynep Cemali Edebiyat Günü geldi çattı.


Sabah buyuk bir heyecan ile gitigim etkinlikten bir okur ve yayincilik dunyasinin ic yuzunden bir haber bir okur olarak husran ile ayrildim. Husranimin nedenlerini ve sevdigim yanlarini da sizlerle paylasmak istedim.


Beklentilerim

Ilk once neden husrana ugradigimi beklentilerimle anlatmak isterim.
Ben sadece bir okurum. Edebiyata gonul vermis, verimli okumalar yapmaya calisan ve ogluna okumayi asilamaya calismis - kimine gore basarili olmus- da bir anneyim. Soz konusu Can'in da benim de hayran oldugumuz Gunisigi Kitapligi olunca edebiyat dunyasina doyacagim, ic yuzundeki, kapali kapilar ardindaki konular hakkinda yani yayincilik dunyasi hakkinda hic bilmedigim seyler ogrenecegimi dusunerek etkinlige katildim.
Panel konusu " Neden Yayimla(ya)miyoruz?", panel konusmacilarinin birinin Yapi Kredi Yayinlari Satis ve Pazarlama Muduru digeri de Sel Yayinlari  Genel Yayin Yonetmeni olunca bu beklentimin de pek bos olmadigini dusundum.

Hüsranlar

* Neden Yayimla(ya)miyoruz? sorusunun cevabini iki konusmaci da kisaca "Çünkü satamiyoruz" a getirdi. YKY nin sunum diye onumuze sundugu ulkemizde  yayinlanan kitaplarin yayin basliklari bildiginiz Kitapyurdu.com adresinden alinmis ekran goruntuleriydi ki bunu ben de ayni verileri o siteye girerek ogrenebilirim. 
Fotograf Gunisigi Kitapligi sitesinden alinmistir.
*YKY 'nin Satis ve Pazarlama Mudurunun gururla ' Biz Sabahattin Ali Kulliyatini basip satislari arttirmak icin 3 ayri sergi ve tanitimlar yaptik, satislarindan da cok memnunuz' demesi kanimi dondurdu. Bunda sanirim yalniz degilim ki salondan bir dinleyici " Siz edebiyat degil moda satiyorsunuz" cikisini yapti.
Bundan rahatsiz olanlarin arasinda Mario Levi'nin de oldugunu kendisinin kapanis konusmasinda hanimefendiye donerek ' Kurk Mantolu Madonna Ali'nin en kotu eseridir. Sabahattin Ali hayatta olsaydi kitabinin bu kadar cok satilmasindan mutlu olmazdı" diyerek  son noktayi koydu ki ayakta alkislamak istedim. 

*Yine YKY nin temsilcilsi olan kisinin reklam ve sosyal medya konusunda uzman bir konusmaciya yonelttigi bir soruda, daha once bir reklam ajansiyla calistiklarini ama verim alamadiklarini, reklam ajansinin gerektigi gibi faydali icerik uretemediginden dert yanmasiyla bendeki sok bir kat daha artti. Konusmaci Yigit Kalafatoglu da sasirmis olacak ki ' Edebiyatcinin reklam ajansindan icerik beklemesinin'  sacmaligini nazik bir dille aciklamaya calisti. 

*"Edebiyat Eleştirisinin Hali Purmeali"konulu soylesi de Notos dergisinin Genel Yayin yonetmeni Semih Gumus ve Elestirmen -Yazar Irmak Zileli elestirinin en verimli mecralari ve elestirinin kime yarayacagi konusunda bir soylesi yaptilar. Ve konustuklarindan anladigim kimsenin okuru umursadigi yok arkadaslar 
Elestiri dergide yapilir dediler. Yeteri kadar dergi yok dediler. Elestirmenlerin cogu akademisyen yazarlar da okurlar da pek faydalanamiyor dediler. Elestirmek yazara yarayan bir seydir , profesyonel kisilerce yapilmali dediler.
Fotograf Gunisigi Kitapligi sitesinden alinmistir.
Kimse de cikip dergi yoksa sosyal mecralar var demedi. Gercek okur profesyonel elestirmenlerden cok kendi gibi okurlarin elestirilerini dikkate aliyor demedi.

Bir okur olarak bulundugum o salonda edebiyat dunyasinin icindeki insanlarin kendi aralarinda didismekten , daha fazla kar amaci gutmekten ya da rekabet etmekten kafalarini kaldirip edebiyati tuketecek olanlara vakit ayirmadigini ve hatta gormezden geldigini, asil gerceklerden gayet uzakta olduklarini cok uzulerek farkettim.

Iyi seyler de oldu

*Mine Soysal'in bariscil, umut dolu, herkesi kucaklayan acilis konusmasi cok guzeldi. Hapisteki meslektaslarini da anmayi unutmadi. 

*Sema Kaygusuz'un kendi yazma seruveni, gercek hayattan kacislari ve kendi tabiriyle ' yazinin mutlak mekan oldugu evrensel bir kutuphaneye kapanma fantazisi'ni , hayatindaki olumsuzluklari yine kendi tabiri ile ' kotulugu yazinin icine hapsetme' cabasini anlattigi konusmasi unutulmazlar arasina girdi.
Fotograf Gunisigi Kitapligi sitesinden alinmistir.

*Ve Mario Levi. Bugunun aklimda kalan, ruhuma dokunan, kalbimi derinden fetheden konusmasini kendisi yapti.
Yazmaya baslama seruveni ve cocuklugu ile baslayip "edebiyatin en buyuk mudafa alani " oldugunu kesfetme hikayesini dinledik.
Beni derinden etkileyen ' Edebiyat, hayir demektir. Hayir demenin bedelini goze almaktir. ' sozu oldu. Bir yazarin dusmemesi gereken en onemli tuzagin kibir ve samimiyetsizlik oldugundan bahsederken kendi alcakgonullulugunu de ortaya koydu.
Edebiyatin siradanlastigi, cazibesinin yittiginin farkinda olmasi beni derinden etkiledi.
Zaten cok sevdigim bir yazar olmasi yaninda farkindaliginin boylesi yuksek olmasi kendisine saygimi bir kat daha arttirdi.
Bugunun "iyi ki" si kesinlikle Mario Levi'ydi. 
Fotograf Gunisigi Kitapligi sitesinden alinmistir.

Etkinligin bana gore hem iyi hem de kotu yanlarini yaziya dokme ihtiyaci duydum. Umarim severek okumussunuzdur.  Gunisigi Kitapliginin kendi websitesinde etkinlikle ilgili yayinladigi yaziyi buraya tiklayarak okuyabilirsiniz.

Seneye 7. duzenlenecek bu etkinlige Gunisigi Kitapligi bu yazimi okuyup bana cok kizmazsa yine katilmak icin can atacagima eminim.  Kim bilir, mutsuz ve yapamadiklarindan hayiflanan degil de nasil yaparizi tartisabilecek on gorude daha cok konusmaci dinleyebilecegimiz bir etkinlik olur. 

Sahi, vedalasmadan sormak isterim sizin icin  " Edebiyat ne renktir?
Benim icin  Pespembe :)





Special design for Keşke Gerçek Olsa by GeCe