04 Mart 2016

Gunduz Kelebegi

Gunduz Kelebegi'ni 9 gunde okudum, boylesi uzun sureli okudugum nadir kitaplardan oldu.
Ve ben ne zaman bir kitabi bu kadar uzun surede okusam cok seviyorum. Sanirim sindire sindire okudugumdan bu hissim. 

Gunduz Kelebegi Tuyap Kitap Fuarinda Yitik Ulke standindan hem kendi merakim hem de onlarin tavsiyesi ile aldigim bi kitapti. 
Okumaya baslar baslamaz yazarin huzurlu dili ile hikaye beni icine aldi.



Hikaye iki donemli olarak anlatilmis. Kah Mukaddes hanimin gencligini okuyor kah gunumuze adaya Ali ve gizemli ana karakterimizin hikayesine donuyorsunuz.

Mukaddes, gencliginde babasinin cay bahcesinde calisirken siyasi islere bulasmis, adini bile bilmedigi, yakisikli universite ogrencisine asik oluyor.  Ve kader aglarini orerken biz de istedigimiz seye sahip olmanin  bizi gercekten mutlu etmeye yetip yetmeyecegini okuyoruz.

Yillar sonra Mukaddes hanim adadaki evinde oglu Ali ile karsimiza cikiyor. Bu despot, dedigim dedik kadinin yillar boyunca yasadiklarini satir aralarinda okurken hikayeye buyuk bir gizem de dahil oluyor.

Adadaki tepede buyuk beyaz evi sagir ve dilsiz bir kadin satin aliyor ve esi ile burada yasamaya basliyorlar. Yalniz ada halki bu iste bir terslik oldugunu fark ediyor cunku adam hicbir zaman adada gecelemiyor, kadin da asla ve asla evden disari cikmiyor.

Ada gibi kucuk yerde pek tabi turlu teoriler uretilirken biz o kadinin hikayesine sahit olmaya, aklindan gecenleri anlamaya ve hayatinin gercekleri ile yuzlesmeye basliyoruz.

Sonrasini anlatmayacagim ama ilginc bir hikaye cikti altindan, beklenmeyecek turden hem de.

Biraz Turk filmi tadinda aksa da ben buyuk keyifle okudum. O kadini o eve, o hayata tikan Fuat'dan nefret ettim, acidim, empati kurdum.

Hikayede her karakterin kendi hikayesini kendi dilinden okumak cok keyifliydi. Yazar ile alakali tek elestirim; Hikayedeki erkek karakterlerin derinine inememis oldugunu hissetmemdi. Kitap fazlasiyle kadin agirlikli olmus. Buna da nazar der gecerim :)

Dilek Nese Aciker ismini not ettim, yeni kitaplarini da merakla bekleyecegim.

Bu arada kitapta beni benden alan, yuregime dokunan en onemli karakter neredeyse bir gorunup kaybolmus olan Bordo Kadife sapkali Sandalye Kadin'di. Bir karakter ancak bu kadar guzel bir gosterilip cekilebilirdi, tadi damagimda huznu yuregimde kaldi.

Okuyun yani, daha ne diyeyim ki?

Videosu da burada :)

3 yorum:

  1. Sen bana bir yazar daha sevdireceksin galiba...
    Durum bunu gösteriyor gibi..
    Kadınsal hikayelere bayılıyorum biliyorsun...
    İçinde gizem de varsa tadından yenmez şimdi...
    Not ettim hemen ;)

    Not: Saçlar şahane olmuş buda ayrı bir önemli tabiki :)
    Muckkksssss

    YanıtlaSil
  2. Damla bende bu aralar bir kitap durgunluğu dönemindeyim. Yeni yazarlara çok heyecanlanmıyorum eskisi gibi. Galiba bir doygunluk söz konusu.

    Yenilerden Nermin Yıldırım ve Mahir Ünsal Eriş aklımın köşesinde not ettiklerim. Bir türlü listeye ekleyip almaya elim gitmiyor. Şule Gürbüz'ün ''Coşkuyla Ölmek'' i ise kültlerimden biri olarak başucumda.

    Mungan okuyorum bu ara, Harita Metod Defteri. Çok severek, tutku ile..

    YanıtlaSil
  3. hımmm duymadım olabilir not aldıım :)

    YanıtlaSil

Bi yorumunuz varsa alırım.



Special design for Keşke Gerçek Olsa by GeCe