31 Ekim 2012

KİTAPMATİK

Tamam belki ismi bu olmayabilir ama dün akşam annemleri otobüse bindirirken gördüm bu makinayı.


Oha Damla daha yeni mi gördün diyenler varsa aranızda bilmiyormuş gibi davranın moralimi bozmayın olur mu ?
Ben çok otobüs seyahati yapmıyorum ama sık sık seyahat eden annem bile şaşırdığına göre yeni bir uygulama. Keşke her yerde olsa metroda v.s. Belki insanlar gördükçe okumak ister.
Parayı atıyorsunuz ,istediğiniz kitabın numarasını tuşluyorsunuz ve hooop kitap düşüyor aşağıya.Metrodaki abur cubur makinaların mantığı ile aynı.
Fyatları da dışarıdaki fiyatlara göre uygun sanırım 5,10,15 tl. Yani bildiğim birkaç kitap vardı D&R da daha pahalı.



E peki ben içeriğini nasıl öğreneceğim de alacağım diyen olursa onu da düşünmüşler. Yanına tüm kitapların konuları hakkında bilgi verici bir pano asmışlar.



Ben çok sevdim bu kendisini , siz de sevin istedim ;)


23 Ekim 2012

Sevmem


Tatilin hızlı geçenini ( şimdiden uyarayım da ben)

Çocuğun çok konuşup , çok bilenini (bugün bir kız çocuğu gördüm ,çocuk değil yürüyen panter emel mübarek car cara car )

Blogger ın aynaya bakmadan şu katagori de en iyi blog olmaya adayım hadi beni pohpohlayın diyenini. ( yavrum zaten hak ediyorsan veririz oy bi sal kendini bi rahatla)

Evdeyken değil işteyken yağan yağmuru. ( yağ şöyle ben evdeyken de kitap kahve battaniye keyfi yapabilelim di mi )

Doğtaş 'ı . Çatladı diye 2,5 ayda değiştirdiği aynayı kırık olan ile değiştireni. (Ben tükendim sen de tüken inşallah Doğtaş. Allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın)

Kitabın kalın olanını. ( 1Q84 ömrümü yedin gerdin beni)

Hep ben ben diye konuşanı.Bir nasılsını çok göreni. (arada durduk yere siz de sorun arkadaşım)

Cep telefonunu evde unutma kafasını. Hatta her şeyi unutabilme kapasitemi. (Balık yağı alıcam ama onu da unutuyorum)

Sezen Aksu dinlemeyi. Sevmediğimi duyanın uzaylıymışım gibi bakmasını ( Nilüfere falan da katlanamam bak )

Trafikte ki öküzleri ( bir gün inip dövücem o olacak)

Basketbol becerisi olan çocukların annelerini ( ne var benim oğlum daha yeni öğreniyor , bi sabredin saygı duyun di mi )

Bayramda 1 maaş ikramiye vermeyen patronu ( Kabul edin hiç fena olmazdı)


Ek olarak içmeyi severim ama sarhoş olmayı da sevmem Pacman gibi ;)



Şimdilik listem bu kadar. Bu listeyi haftalık yapmayı planlıyorum.Sizin bu hafta sevmediklerinizi de alalım hadi.

19 Ekim 2012

Ton Balıklı Sandviç

Biz liseliydik , bir zamanlar.

5 sıkı kız arkadaş. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen.




Biz okulun önüne kadar gidip " yok yeaa bugün gitmeyelim " deyip geri dönendik.

Okul çıkışları Taksim'e gidip hep aynı kafede hep aynı ton balıklı sandviç yiyendik.

Her haftasonu aynı kafede buluşup saatlerce Scrabble oynayandık.

Ayrılırken ağlayan , kavuştuğumuz da sımsıkı sarılandık.

Biz;
"garson olcak biz anne yaaaa" diye tutturan , servis dersinde sarhoş olup sınava sarhoş giren, sarhoş olduğu için önündeki açık kitaptan kopya çekmeyi başaramayandık.

Biz aşık olduğumuzda mutluluğu paylaşan , aşkımız suya düştüğünde kalbimizi kırana hep birlikte nefret duyandık.

Sonra biz yapmam dediğimiz herşeyi bir bir yaptık.

Sonra biz büyüdük. O sıralar, aşklar,dersler ve hatıralar nasıl geride kalıp sararmaya yüz tuttuysa biz de sarardık solduk. Ben olduk , o olduk.
Herkes kendi hatasını sırtına yüklenip yoluna devam etti.

Kimse birbirinin en güzel anında yanında olamadı,hep ıskaladık,kaçırdık.

"Birbirinin hayatına dokunmaktan zevk almayı özleyen" bireyler olduk çıktık.

Sonra bir araştırma okudum ben dün tam da ton balıklı sandviç yerken diyor ki ; arkadaşlıkların ömrü 5 ila 7 yıldır.Bu durumda biz hiç böyle olamayacak mıyız ?



Sevgili Bilim adamları işiniz gücünüz yok saçma şeyleri araştırmaya bayılıyorsunuz ama bence haklısınız. Totomuzu da yırtsak hayata yeniliveriyoruz bir yerden sonra. Ama bir ton balıklı sandviç burnumuzun direğini sızlatmaya yetiyor Naberrr?

Siz şimdi yok aşkı ömrü 3 yıl ,arkadaşlıklar 5 yılı boşverinde burun neden sızlar onu söyleyin.

İmza : Romantik Cuma insanı Damla

12 Ekim 2012

İlk Dersimiz

Sevgili oğlum;
Dün senin doğum günündü. Dayına benzeyip holigan olmaman için!! baban sana sevgili efsane Can Bartu'nun (bilmeyenler var ise hem basketbol hem futbol oynamış canımız efsanelerimizdendir ) formasından yaptırdı. Artık sen de bir 7 numarasın... Bununla yetinmedik tabi yine Holigan olmaman için!! ben de sana Fenerbahçe Ülker-Khimki maçına bilet aldım.

İlk önce pasta üfledik.

Daha sonra maça koştuk.



Ve günün dersi olarak öğrendiklerin;

* Rakip ataktayken hep bir ağızdan "yuhhhh" diye bağırılır. Hatta becerebilenler ıslık çalarlar. Daha küçüksün ıslık çalamıyorsun sorun yok. Sen yuhhh diye bağırsan da yeter şimdilik.

* Stadyumda ki herkes bizim ailemizdendir. Kardeşimizdir.

* Maç çıkışı yapılan tezarühatlar dağarcığına yeni kelimeler eklemiş olabilir. Bunlara eşlik etmiş de olabilirsin ama stadyumdan dışarı adım attığında bütün küfürlerin üzerine sünger çekilir.

*Ve Joker hakkı : Baktın baban sana yamuk yapıyor en kalabalık ve sessiz anda babanı göstererek "aaa burda GS li var" diye bağırılır. Birgün uygulamak isteyebilirsin diye öğrettik ama sen yine de joker hakkını saklı tut.

Dayının dediğini yap yaptığını yapma oğlum :) Yok yok dediğini de yapma sen en iyisi :)



Buraya yazıyorum ki unutma hiçbirini. Seni Seviyorum Annen ...

11 Ekim 2012

Ama bu hiç adil değil

- Ben de Saftirik gibi kitap yazacağım anne dedi.

Durduk yerde...

- 7 kitaplık bir seri olacak.İsmi " AMA BU HİÇ ADİL DEĞİL" . Sonra yazmaya devam etmek istersem başka bir kitap ismi ile devam edeceğim.

Ba ba ba baaaa!!

- Neyse ben gidip bir şeyler karalamaya başlayayım.

Dedi ve gitti.

Anne şaşkın , anne mutlu , anne içinden kahkaha atmakta...

Sonrası hayaller ,hayaller...


02 Ekim 2012

Dikkat: Ağır Fanatizm İçerir!


Aşkım 3 yıldır ehliyetim var, Allah için güzel de araba kullanıyorum ama malum şu paralel parketme olayı hep sorun olmuştur benim için.

Erkek kişisi: Takma kafana canım,her kadının problemi paralel park.

Kadın kişisi: Yok ,artık benim problemim değil hayatım. Çünkü ben dün akşam çözdüm o işi.

Erkek kişisi : Hayatım sitede paralel park edebileceğin bir yer yok ki nasıl çözdün? nerde çalıştın?

Kadın kişisi: Dün gece Alex'i ziyarete gittik de Acarkente. Tabi sen çalışıyorsun rahatsız etmeyeyim diye aramadım.Neyse konumuz bu değil zaten. Ha işte orda yol kenarına park etmem gerekiyordu o telaşla ilk bulduğum yere hem de mis gibi park ettim. Bak hatta hatırası bile var.Gerçi döndüğümüzde arkada ki araba çıkmış ama vardı yani. Fotoğraf gösterilir hemen .



Dün gecenin bi yarısı evinden çıkıp Alex e gitmiş bi Fenerbahçenin itiraflarını okudunuz. Park olayı ile kafasını bulandırıp itiraf ettim. Ohh içim rahatladı.Gerçi KGS kartını bulamayıp OGS den kaçak geçtiğimi söylemeyi unutuum. Ayy tamam unutmadım, unutmuş gibi yaptım. Artık çaktırmadan ödeyeceğiz cezayı.

Hayır şimdi desem ki "aşkım biz dün Acarkent e gittik" 40 araba laf edecek yok aklın yok senin ,Fenerbahçe diye diye öleceksiniz, Fenerbahçe sizi kurtaracak sanki . Alex gider yenisi gelir tırı vırı şeyler.

Sonuç: Olay karambole geldi, tek laf edemedi.:D

Yeri gelmişken ;

Sevgili Aziz Başkan;
Seni severim ,babam gibiydin benim için. Hapse girdin yanında olduk. Çıktın sevindik , ben yaşlanmışsın diye ağladığımı bilirim tv karşısında. Ama bu şımarıklığın lüzumu yoktu. O koltuk totona yapışmış olabilir ama elbet yapıştığı yerden çıkartacak biri bulunur.
Şimdi görüyorum ki seni hapse sokan ego fabrikalarından hiç farkın kalmadı. Bence sen yavaştan Aykutunu da al yola koyul. Dün gece biz Alexin yanındaydık, sana onca taraftar maniler yazmış ki duymak istemezsin ben de buraya yazamam. Daha fazla çirkinleştirme bizi. Ha bir de Aykuta benden selam . Zaten oldum olası sevmezdim onu.


NOT: Aşkım bu yazıyı okursan söz cezayı Batu ödeyecek tamam mı ? Kızma yani sağlığına zarar.



Special design for Keşke Gerçek Olsa by GeCe