05 Ekim 2013

NEHİR - Yılın ilk oyunu

Tiyatro sezonunu Oyun Atölyesi'nde Nehir ile açmış bulunmaktayım.
17 Eylüldeki doğumgününde  Merve'ye hediye olarak tiyatro bileti almış olmam ile tiyatroya benimle gideceğini tahmin etmem arasında vallahi de billahi de bir bağ yok :D
Tamam!
Biraz hile yapmış olabilirim.
Evet!
O çift kşilik bileti hediye olarak kendisine verdiğimde pek tabi benimle gideceğinden emindim.
Evet! Çok kötüyüm ,biliyorum :))

"Ölmeden önce yapmam gerekenler " listesi olmayan var mıdır bilmem. Benim var.
Bu listedeki maddelerden biri *Haluk Bilginer'i tiyatro sahnesinde izlemek di.
Geçen yıl üstün çabalarımla kaçırdığım Antonius ve Kleopatra nın acısı hala yüreğimde.
Neyse artık Haluk Bilginer'İ Nehir ile Zerrin Tekindor'u da Kim Korkar Hain Kurttan? ile ayrı oyunlarda izleyeceğiz artık.


Nehir'e gelirsek oyun pek tabi çok güzeldi. Haluk Bilginer bir ilah ,Ayça Bingöl muhteşem , Canan Ergüder beklemediğim kadar iyiydi.
Şimdi Canan Ergüder'e neden *ok attın diyen olur ise , aslında öyle demek istemedim. Ben kendisini hep magazin programlarının ve eklerinin röportaj köşelerinden biliyorum. Hiç oyunculuğunu izlememiştim. Bundan dolayı da büyük beklentilerim yoktu. Ama çok sevdim oyunculuğunu , nasıl doğal nasıl güzeldi...

Haluk Bilginer sahneye çıktığında ortamın havası değişti sanki.Çalıştığım sektörler gereği bir çok ünlü ile karşılaştım ve çok azında o duygu vardır emin olun.

Sırf bunun için Çetin Tekindor benim için ayrı yerdedir. 1000 kişilik bir salonda fark edersiniz varlığını. Haluk Bilginer de aynı böyleydi işte.

Oyun hakkında ayrıntı vermek istemiyorum. Ama dekor hakkında bir kaç yorum yapmazsam çatlarım.

Dekora ba-yıl-dım!
Bir kere gramafon vardı sahnede ve pek tabi 12 den vuruldum :) Gerçi neredeyse kullanılmadı ama nasıl da güzel göz kırpıyordu oradan bana . Hani dedim oyun bitse bu dekor ile gramafonu bana bırakıp salonu terk etseler ...
Dekorun geri kalanı nasıl bir huzur, keyif vaat ediyor inanamazsınız! Görürseniz anlarsınız. Gidin ,görün ,anlayın :)

Bunlar oyunun iyi taraflarıydı. Bir de madalyonun diğer yüzü var ki o beni çok rahatsız etti.
Salonun kapısında Haluk Bilginer'in eski oyunlarından birinin dvd sinin satıldığı bir stand kurulmuştu.Yanına da Nehir'in bir sürü broşürünü koymuşlar.
Doğal olarak standa yaklaşan herkes  oyunun broşürünü almak istedi.
Bir zaman sonra eğlenmeye bile başladık, şöyle ki 3 tip seyirci var ;
* sağ kulvardan yaklaşan oyun seyircisi oyunun broşürünü görür ev her tiyatro seyircisi gibi incelemek için eline alır
* Ama standın önünü kapatmak istemeyen seyirci  broşürü alır ve ilerlemeye başlar
* arkasından can havli ile koşturan Oyun Atölyesi çalışanı " pardon broşürler ücretli" diye haykırır.
* Şaşıran seyirci nasıl yahu oyun broşürü ücretli mi olur ,zaten bilete para veriyoruz ,madem öyle bilete dahil edin 5 tl fazla ödeyelim diye çemkirir.
*Şimdi ortam kalabalık çemkirmeye utanırım diyen bir kısım seyirci 5 tl yi usulca cebinden çıkarır ve uzatır.
* Diğer bir kısım seyirci sakince aldığı broşürü yerine bırakır.
Bu uygulamayı ben çok yadırgadım. Tamam 190 tane tiyatro izlemişliğim yok belki ama özel ya da devlet bir çok tiyatroya gittim. İlk defa böylesi bir şey ile karşılaşıyorum. İşin trajik yani Broşür toplam 8 sayfa falan ve altında kocaman Anadolu Efes'in Katkılarıyla ibaresi var.
Çok merak ettik 1 tane aldık acaba içinde ne var diye?  Oyunun künyesi ve kadrosunun özgeçmişleri var içerisinde.

Evet Türkiye de özel tiyatrolar maddi sıkıntılar çekiyorlar , evet destek verenleri az ve seyirci sıkıntısı yaşıyorlar ama bence çözüm bu olmamalı. Üniversite öğrencileri vardı oyunda belki de harçlıklarından biriktirerek oyuna geldiler, bir broşür seyirciye çok görülmemeli diye düşünüyorum.

Tamam biliyorum çok uzattım ama çok sinirlendim!

Ama Haluk Bilginer gerçek bir ilah ! söylemiş miydim?  :)


1 yorum:

  1. Harika bir doğum günü hediyesi hatta hapharika , arkadaşın şapşanslı ;-)

    Haluk Bilginer gerçekten olağanüstüdür ;-)

    YanıtlaSil

Bi yorumunuz varsa alırım.



Special design for Keşke Gerçek Olsa by GeCe