Mim Okumayı seven var ise buyursun

Elimde 2 adet mim ,bir tembel blog sahibesi var. Sonuç Mimler kokuştu ben hala yazacağım inşallah. Ama tüm günümü bu yazıya adasam da azimliyim bitireceğim bugün. Haydi bakalım şu an saat 09:17 başlıyorum.

Başlamadan önce beni mimleyen değerli arkadaşlarım Diloş ve İri Turuncu balık a teşekkürlerimi borç bilirim .Unutmamışlar beni bir başıma buralarda. Ah kızlar bu mim yazılarını okuyup melül melül altında ismini aramak nasıl bir duygu bir bilseniz …

1-Mesleğin seni mutlu ediyor mu?

Bazı günler evet bazı günler hayır. Yaptığım iş insanlara hizmet etmek olunca insanına göre ve gününe göre değişken bir ruh hali olabiliyor işimin. Bir gün ay iyi ki bu işi yapıyorum derken diğer gün lanet olsun bu mesleği seçtiğim güne diyebiliyorum ama çoğunluk ile maaşımı alınca geçiyor bu gerginlik. Nee gülmeyin …

2-Dilediğin meslek miydi?

Çocukken öğretmen olmak isterdim. Elimde oklava koltuklara kitaplar dağıtıp onları öğrencilerimmiş gibi hayal ederdim. Neyse ki olmamışım di mi ?

Sonra büyüdüm garson olmak istedim kii annemin ömründen ömür aldığım döneme rast gelir , hikayesi şurda .

Ve oldum da. Çok da severek yaptım. Ama Can bey hayatımıza girince uzun süreler de çalışmak hepimiz için zor olmaya başladı ve son verdik.

Şimdi yaptığım işi de seviyorum. Kim dilediği mesleği yapabiliyor ki?

3-Yalnız mı ilişkide yaşamayı mı tercih ediyorsun ?

Kesinlikle ölçülü yalnızlıktan yanayım ,yoksa Kocacım olmadan çok sıkıcı olurdu her şey.

4-Tatsız durumlardan kaçınmak için yalan söyler misin, dürüst ol?

Bal gibi de söylerim kimse kusura bakmasın.

5-Yabancı bir dil konuşuyor musun?

Konuştuğumu sanıyorum. Ama maalesef istediğim düzeyde değil.

6-Rüyandaki evde oturuyor musun? Taşınmak ya da yurt dışına gitmek ister misin?

Aslında rüyalarımda ki ev değil de rüyalarımda ki dekorasyon diyelim biz buna. Yoksa pembe panjurlu müstakil bir evim olsun istemem. Ben börtü böcek sevmem uğraşamam onlarla. Apartmanımda mutluyum ama hayalimde ki dekorasyona henüz ulaşamadım.

Gözüm yese taşınmak isterim şu an ama farklı sebeplerden. Yurt dışına da temelli değilse tabi ki gitmek isterim.

7- Mobilya değiştirmeyi sever misin?

Bayılırım

8-Çevreye ve hayvan korumaya hiç katkın var mı?

Yaramı deşmesek ? katkı derken özel bir katkım yok ama destek olmaya çabalarım.

9-Televizyon ve filmleri sever misin?

Dönem dönem bağımlısı oluyorum ,bazen de aylarca izlemiyorum televizyon. Ama 2 dizim var bu ara kaçırmadan izliyorum Seksenler ve Suskunlar.

Film içinde her Pazar sinemaya gider yeni bir film izleriz. Eve dönerken bir film daha alır cila yaparız. Seviyoruz film seyretmeyi.

10- Bırakmak istemediğin kötü huyların var mı?

Bak şimdi düşündüm ama bulamadım. Ne iyi insanmışım ben yahu …

11- Loto veya benzeri şans oyunu oynar mısın?

Aklıma bile gelmez. Ama her cumartesi akşamı Sayısal  oynamadığım aklıma gelir. Dengesizim biliyorum.

Yıllar önce kardeşimle bana sayısal kuponu vermişti babam hadi doldurun diye. ben bi kupon doldurdum kardeşim de doldurdu. sonra kardeşime dedim ki ver bakayım kupona. Baktım ,çok yakın yazmışsın şu 5 i 1 yapalım dedim düzelttim.

Evet 5 tutturduk ve kaçan rakam 5 di. Annemlere yıllar sonra itiraf etmiştim. Şu an sürünüyorsak sebebi benim .

Şimdi ismini aşağıda melül melül arasın bakiyim herkes :) Ayrıca mimledikleriniz bölümüne üşengeçliğinden ay isteyen üzerine alsın yazmayın yahu uyuz oluyorum

Annecim , Canım Kardeşim , Kuzenim , Kaynım ,emicem diye  devam etmeyeceğim tabi. Pek sevgili blog arkadaşlarımla devam ediyorum.

Lavinia

Gülin

Babayım ben

Denizanası 

herkes mimlerini yapsın bak kontrol edeceğim.  Çok kızarım !

Saat de 11:34 2,5 saatte 10 satır yazamayan bloggerım ben. Ama seviyorsunuz beni di mi ?

EGOİZM

Böyle başladım ki daha bilimsel olsun.

Size bir soru ;

Sıkışık lanet olası bir akşam trafiğinde üstelik Zincirlikuyu da ilerliyorsunuz.( Özellikle belirtiyorum ki bilenler ızdırabın derecesini anlayabilsin). İşten yeni çıkmış ,zar zor Can beyin okul çıkışına yetişilmiş ama yetmemiş , telefonla hararetli bir tartışmadasın NOT:hemen çemkirmeyin bluetooth ile konuşuyorum.

Tamam mı herkes aklında canlandırdı mı arabanın içinde ki atmosferi ?

Orta şeritten sol şeride geçmek için sinyal veriyorum ,sağımda ki araba yavaşlıyor ben şerit değiştiriyorum. Saniyeler sonra aynama bakıyorum bir gariplik var ,arkamda hani bana yol veren araba var ya onun şoförü olacak hanımefendi arabasından iniyor kapıları da kilitliyor ve koşar adım bana doğru geliyor. “Ay diyorum bir şey oldu kadına herhalde bir şey isteyecek. Ya da çarptım mı ne yaptım ki “ Dememe kalmadan kadın aç aç der gibi garip bir yüz ifadesi ile camıma vuruyor. Telefonu kapatıyorum ,açıyorum camı.

Ben: Buyrun

Kadın; Siz bana küfür mü ettiniz! !!!??

Ben : Pardon ? Anlamadım

Kadın : Ben size yol verdim siz sinyal verdiniz diye ama siz bana teşekkür bile etmediniz böyle bir el kol hareketi falan. Bana küfür mü ettiniz onu soruyorum.

Ben : Siz şimdi bunu sormak için mi arkamdan koşuyorsunuz bu trafikte?

Kadın : HÖNK

Ben : İzninizle telefonda eşimle tartışıyorum.

Camı kapattım. İlk anın şaşkınlığını üzerimden attım ama sonra da sinir bastı onu hala atamadım.

Şimdi sorularım

1: ben diyorum ki arabadan inip ben de onu bi dürtse miydim ? Gidip Camına tak tak vursa mıydım ? İçimde kaldı da.

2: Bu kadının ki Ego mudur? Saygısızlık mı? Terbiyesizlik mi?

3: Her zaman  dikkat ederim o ayrı ama trafikte bize yol veren her kişiye onun görebileceği şekilde teşekkür mü etmeliyiz? Ya da en azından yol verdi aman ona kızıyorum sanmsın diye yanından ,önünden uzaklaşana kadar put mu kesilmeliyiz?

Dip Not: Olurda okursan 17.04 günü 18:10 civarı Zincirlikuyu Mezarlığı önünde ki siyah Opel li bayan “ resme bak bebeğim hepimiz balığız çıkart o sırtındakini” !! Bir de plakanı almadım o şaşkınlıkla yoksa şu an seni bulmuş sinirimi atmıştım ne güzel. Öyle Tazı gibi koşulup buraya yazamayacağım hayvancık gibi cama tak tak vurulmaz. Sonra öyle totona baka baka arabana dönersin.  Çaktın

Hadi Öptüm seni canım

Dilimi Eşşek Arısı Soksun E mi ?

Bundan tam 1 hafta önce sabah 7.30 civarı ,evden çıkılmış sohbet muhabbet yola koyulunmuş.

Karşı şeritten bir okul servisi geliyor. Bir bakıyorum ki Yaşlı bir teyze kullanıyor servisi, nasıl hoşuma gidiyor.  “Helal olsun teyzeye bee” diyorum. Gülümseyerek izliyorum aynadan gidişini. Günlerdir de aklımda bi resmini çeksem diyorum yazarım blogda.

Bu sabah geç kalınmış ,evden koşarak çıkılmış bir telaşla siteden çıkıyoruz ki bir kaza var ilerde. Ay diyorum okul servisi olmasa bari yazık çocuklar falan.

Yaklaştıkça görüyoruz ki önemli bir kaza değil. Neyse  ki ufak bir hasar var servis arabasında derken bir bakıyorum direksiyonda o teyze! Nazar değdirilir de bu kadar da değdirilmez ,Pes bana yani.

Nasıl bir vicdan azabıdır sabah sabah. Nasıl üzüldüm öyle direksiyonda onu görünce çarptığı kaldırımdan indirmeye çalışıyordu arabasını.

Yani Dilimi eşşek arıları soksa az bana böyle bişi lazım

Resim

Lila Kutu #Nisan

Okuyanlar bilir , bir hevesle geçen ay Lila Kutu ya abone olmuş büyük bir hüsran yaşamıştım. Aslına bakarsanız çoğu kişi yaşamıştı.

19 TL veriyorsun kardeşim ne bekliyorsun ki diyenler de çıktı ki burdan onları diğer kutuların içeriklerine bakmaya davet ediyorum ama neyse sürtüşmeyelim şimdi :)

Nisan kutusunu şimdi aldım. Çok da sevdim. ( Bak arkadaşım 19 tl ye bir kutu beni mutlu da edebiliyormuş değil mi ? )

Resimler ile başbaşa bırakıyorum efenim sizi ama öncesinde tam boy Inglot ojenin rengi tam benlik çıktı belirtmeden geçmeyeyim.

Bioderma  Sensibio H2O  da severek kullanıp ara verdiğim bir ürün zaten.

Palmers vücut losyonları kakao yağlı imiş. Nasıl koktuklarını çok merak ettim. bİR sıkılaştırıcı losyon 1 vücut losyonu çıktı ki kim demiş benim sıkılaştırıcıya ihtiyacım var diye

Ardell Şerit Kirpik hayatım boyunca hep merak ettiğim şeydi takma kirpik. İlk akşam faaliyetinde denemeye kararlıyım. Başarabilirim umarım.

Blog Kozmetik bloguna döndü bu ne yahu diyen varsa öperim sizi başka da bişi demem.

Burada bir şeyler oluyor ama ne?

Yeni yetme blogger olduğumdan bu yana fazla olmasa da birkaç etkinliğe katıldım. Yeri geldi hediyeleştik, yeri geldi bardaklaştık, yeri geldi kitaplaştık.

Bundan bir kaç ay önce sevgili Dilara nın başlattığı “Kitaplaşalım mı ?” etkinliğinin tadı bir başka oldu ama itiraf ediyorum.

Bu etkinlik sayesinde tanıdığım  birçok blog yazarı arkadaşım ile gerek mail üzerinden gerek twitter üzerinden sohbet ediyoruz, dertleşiyoruz ,kaynatıyoruz. Kitapsever insanların hali bir başka oluyor  canım kardeşim  : )

Tamam çok cıvıdım. Haydi Etkinliğin 2. Ev sahibi sevgili Maya nın bloguna etkinliğe katılmaya gelin. Kalabalık olalım , bol bol kitaplaşalım ,tanışalım.

3. Ev sahipliğini de ben yapacağım inşallah. Di mi kızlar Dilara, Maya ? Söz verdiniz bak !  Vallahi “Öz hakiki Kitaplaşalım mı ?” etkinliği düzenlerim demedi demeyin

Kahperengi #kitap tavsiye3

Hande Altaylı yı ilk kitabi "Aşka şeytan Karısır"ile sevmistim. Sonunu hatirladigim nadir kitaplardandir -genellikle maalesef hatirlamam her okudugumu-
Yeni kitabini keyifle ve merakla bekledim. İsmi cezbetti beni "Kahperengi". Cikar cikmaz aldim. 2 günde yuttum kitabi. Siddetle tavsiye ederim.
Beni yine sonu cok etkiledi. Hande Altayli okuyucuyu sasirtmayi seviyor ve de cok iyi basariyor.
Narin'e uzuldum , sevindim, kizdim ama en çok Deniz i sevdim.
Hayatimizda ki eksik dost Deniz.
Narin ruyalarima kadar girdi. Kitap bitti ama ben hala onlarlayim.
Sonuc olarak okuyunuz, okutunuz efenim.
Not:Iphone dan yazdigim ilk post , imla hatalari icin affedin artik burda bi basimiza okuyoruz iste ;)

En zoru kendime sıfat bulmak

İlk önce Unutkanlık dedim

Ama yok sonra Unutkanlık az kaldı sakarlık dedim

Ama bu da uymadı içimde ki sinir harbini gidermedi .Kabul edelim ben aynı bu panda yım. Sakar ve Salak.

1 Nisan şakalarından haz etmediğimi şurda iletmiştim zaten.Ama evrenin bu iletiyi 2 Nisan da yapsak bişi olmaz yahu olarak anlayacağını akıl edemedim.

Dün sabah geldim mutlu mesut açtım bilgisayarımı. MSN im otomatik açılır benim. ( Siz siz olun yapmayın bunu bak ) Meğer 72 günlük parola yenileme sürem dolmuş. Yeni Şifre oluştur dedi . Tamam koçum istediğin yeni şifre olsun dedim deee bunun için eski şifremi isteyip beni köşeye sıkıştıracağını düşünmemiştim

Derin derin nefes aldım ,dedim kurtarma maili yolla diğer adresime yolladı bak ama hakkını yememeli. Diğer mailimi açacağım di mi şimdi yanılıyorsunuz. Onunda şifre süresi dolmuş ve hatırlamıyorum.

Zannedersin 1 gece önce beynin sol lop unu yemiş biri. Bir saflık bir salaklık üzerimde. Dedim damla kadere razı gel. Yol hatırlamıyorsun tüm seçenekleri denedin.

Girdim Twitter adresime mail adresini değişeceğim ki bir problem olursa kalmasın. Ama Mail değişmek için şifre isteyecek di mi? Peki Daml o şifreyi hatırlıyor mu ? Evet doğru bildiniz hayır.

Bazılarınız bilir yeni twitter hesabı açtım ki yenilen ben olmayayım teknolojiye, ağlamayayım arkasından gidenlerin Öyle de burnu büyüğüm siz düşünün.

En son işten çıkıyorum ,bindim asansöre 2 de inmem gerek. Ama asansör durmadı. En yukarıya çıkınca anladım ki 2 de inmek için 2 ye basmak gerek anladım ki uyumam lazım. Dünya ya 1 gün içersinde verdiğim hasarı gidermem lazım.

Buraya kadar okuyan var ise , bugün tüm şifrelerimi hatırlıyorum. Hepsini geri aldım, tek 1 şifre ile değiştirdim hacklemek isteyen olursa zorlanmasın.

Sizi seviyorum. Evreni seviyorum . Ama kendimi ayrı bir seviyorum beeee…