30 Haziran 2014

Yaz Okuma Şenliği




Blogunu çok severek takip ettiğim fakat bu güne kadar herhangi  bir etkinliğine katılamadığım sevgili Pınar , yaz ayları için öyle güzel bir şenlik listesi hazırlamış ki katılmadan edemedim.
İnsanlık için küçük benim için büyük bir adım atarak listemi bile hazırladım. Hepsini okuyacak mısın şimdi sen diye sormak isteyen olursa , özelden cevap verebilirim. Hevesimi kırmayın e mi?
Listeyi merak edenler olursa ; 



1. Kategori (10 puan) : İsminde yaz mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların yazın geçtiği bir kitap 
Kürşat BAŞAR - Yaz  ( Kürşat Başar'a tabiri caizse kılım ama merak edip dün aldım bu kitabı ,bahane ile yıldızımız barışır belki. 

2. Kategori (10 puan) : Sadece tek bir kitabını okuduğunuz ve sevdiğiniz bir yazardan bir kitap
Yekta KOPAN - Bir de Baktım Yoksun  (Aile Çay Bahçesi'ni severek okumuştum. Bu kendisi ile 2. yolculuğumuz olacak)

3. Kategori (10 puan) : Bir şiir kitabı 
Yaprak ÖZ - Şiirli Müzik Kutusu  ( Yaprak Öz severek okuduğum Berlinli Apartmanı kitabının yazarı , internette gezerken iki tane de şiir kitabı olduğunu gördüm. İsmi ne güzel değil mi ? ) 

4. Kategori (10 puan) : Adında bir sayı geçen bir kitap
Danielle STELL - Charles Sokağı 44 Numara ( Bir merakla alıp okunacakların arasında bekleyen bir kitaptı , bahane ile aradan çıkacak. ) 

5. Kategori (10 puan) : Bir kişisel gelişim kitabı
Eşittir kabus benim için :)) Pas geçiyorum ... 

6. Kategori (10 puan) : Nobel ödüllü bir yazardan bir kitap
Gabriel Garcia MARQUEZ - Kırmızı Pazartesi 

7. Kategori (10 puan) : Fransız edebiyatından bir kitap
Jean-Christophe GRANGE - Şeytan Yemini ( Yine çok merak ettiğim bir kitaptı) 

8. Kategori (10 puan) : Bir savaş kitabı
Ernest HEMINGWAY - Silahlara Veda 

9. Kategori (10 puan) : Yabancı bir yazardan bir öykü kitabı
Thomass MANN - Venedik'te Ölüm 

10. Kategori (10 puan) : Fantastik kurgu/ bilim kurgu/ steampunk vb türde bir kitap
Gustav MEYRİNK - Golem  (Golem ve Cin'i okurken birçok kişi kesinlikle okumalısın demişti) 

11. Kategori (10 puan) : Yasaklanmış bir kitap
Sabahattin ALİ - Sırça Köşk ( Pek hoş bir geçmişimiz yok yazarla ama bakalım )

12. Kategori (10 puan) : Beyaz perdeye aktarılmış bir kitap
Anthony BURGESS - Otomatik Portakal 

13. Kategori (10 puan) : Aynı zamanda çevirmenlik de yapan bir yazar tarafından yazılmış bir kitap
Sanırım ben de birçokları gibi Pınar Kür okuyacağım ama henüz kesin kararımı vermedim. 

14. Kategori (10 puan) : Kütüphaneden veya bir tanıdığınızdan ödünç aldığınız veya sahaftan aldığınız bir kitap
Oruç ARUOBA - İle  ( Canım Elif'in kendi kütüphanesinden hediyesi , kategoriye tam uydu )

15. Kategori (10 puan) : Bir masal kitabı
Nazım HİKMET - Sevdalı Bulut 

16. Kategori (10 puan) : Herhangi bir edebiyat ödülü kazanmış bir kitap
Nazlı ERAY - Aşkı Giyinen Adam   2002 Yunus Nadi Roman Ödülü'ni almış. ( Daha önce Nazlı Eray okumamıştım , bu kitaptan çok umutluyum )

17. Kategori (10 puan) : Bir biyografı / otobiyografi kitabı
Yine benim için mümkün olmayan bir kategori. 23. Kategoride okuyacağım Anne Frank'ın Hatıra Defteri bu kategoriye de sayılır belki :) 

18. Kategori (10 puan) : Bir tiyatro oyunu
William SHAKESPEARE - Bir Yaz Gecesi Rüyası  (Sanırım çoğunluk aynı kitabı okuyacak )

19. Kategori (10 puan) : Halen yazmaya, üretmeye devam eden bir edebiyatçıdan (yazar, şair, araştırmacı..) bir kitap
Ayfer TUNÇ - Dünya Ağrısı  ( Yine kütüphanemde okunmayı bekleyen kitaplarımdan biri bu da)

20. Kategori (10 puan) : Polisiye/ gerilim/ korku vb. türde bir kitap 
Alper CANIGÜZ - Oğullar ve Rencide Ruhlar ( Sonunda kendisi ile tanışacağız bakalım )

21. Kategori (10 puan) : Bir aşk romanı
Manyak gibi sürekli cinayet romanı okuyunca aşk romanlarını unutmuşum. Bu kategoriyi açık bırakıyorum şimdilik.

22. Kategori (10 puan) : İlk kitabı 2010 yılında veya daha sonrası yıllarda çıkmış bir yazardan bir kitap
Düşünüyorum öyleyse bulurum :) 

23. Kategori (10 puan) : Mektuplardan veya anılardan oluşan bir kitap
Anne Frank'ın Hatıra Defteri  ( Elif ile izlediğimiz Aynı Yıldızın Altında filminin bir sahnesi Hollanda'daki Anne Frank'ın evinde geçiyordu , o an dedim kategorinin biri hazır :) . Çok merak ettiğim bir hikaye Anne Frank. )

24. Kategori (10 puan) : Daha önce okuyup da tekrar okurum dediğini bir kitap
Reşat Nuri GÜNTEKİN - Çalıkuşu  ( Orta okulda okumuştum en son , nasıl iyi gelir şimdi tekrar okumak ) 

25. Kategori (10 puan) : Yabancı dilde bir kitap veya orjinal dilinde okumayı gönlünüzden geçirdiğiniz bir kitap
Bu kategori de askıda benim için , aklıma bir şey gelirse değerlendireceğim. 

26. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 15 puan, toplamda 45 puan) : 3 kitaplık bir seri veya aynı seriden 3 kitap
Keşke Açlık Oyunlarını okumasaydım :) Bu kategori için henüz bir set kitap bulamadım , bakınıyorum. 

27. Kategori (Her bir kitap 10 puan, iki kitap da okunursa ekstradan 30 puan, toplamda 50 puan) : İsminde zıt anlamlı kelimeler olan 2 kitap
Marc LEVY - İlk Gün ve İlk Gece romanlarını okumayı planlıyorum. 

28. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplamda 60 puan) : Goodreads'in Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap listesinden 3 kitap
Albert CAMUS - Yabancı 
Virginia WOOLF - Mrs. Dalloway 
Jeffrey EUGENİDES - Middlesex 

29. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplamda 70 puan) : Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı
Murat MENTEŞ - Ruhi Mücerret 
Ayşe ERBULAK - Dokuz Oda Cinayetleri 
Paul AUSTER - Görünmeyen 
Yabancı Kadın henüz meçhul :)

30. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 50 puan, toplamda 80 puan) : 17.,18., ve 19. yyda yazılmış birer kitap
18. YY Aşk ve Gurur 
Diğerleri kesin değil. 

27 Haziran 2014

#DamlaninPlaklari 39


Sezen Aksu - Kaybolan Yıllar from DAMLA ŞAHİN on Vimeo.

Birbirlerini hiç tanımadılar.
Bir kalemleri bir kelamları vardı ortak
Ve sonra fark ettikleri kalp kırıklıkları

Mektuplaşmak tuhaf , suya yazı yazmak gibi
Sanki karşılıklı bir tenis maçı
Sen dertlerini ona fırlatıyorsun  o sana daha hızlı , daha ağır geri yolluyor.

Bir mektubunda şöyle yazmış
Şunun şurasında ne kadar tanıyoruz ki birbirimizi.. Ama sanki yıllarımızı bir dilim ekmeği, bir bardak suyla paylaşarak geçirmişiz gibi. 

İnsanın birilerine yüreğini açması ne güzel bir şey değil mi? "

Yaşadığımız acıları anlattığımızda acımızı hafiflettiğimizi sandığımız o garip yanılgı ...
Kanayan yaraya tuz basmak deyiminin tam karşılığı ...
Hani acır da canın daha çok acısın istersin ...
Anlatsam az da olsa hafifler sanar devam edersin.

Tuhaf şey mektuplaşmak
Yazıp yollayınca pişman oluyor insan
Ama rahatlıyor da ...

Demiş ki bir seferinde ;
"Gönlümün bir teli hep kopuk yaşadım ben aşık olduktan sonra..
Her acıda bir tel daha koptu gönlümden..
Şimdi tek bir telim kaldı, ödüm kopuyor o da kopacak diye.. 

Bana deseler ki, zamanı geriye alacağız, aşık olduğun o güne geri dönebilirsin..
Bu kez mutlu olacaksın, söz.. 
İstemem..
İlle de zamanı geri alacaklarsa bana çocukluğumu geri versinler..
İnsanlardan değil, sadece annemin terliğinden korktuğum o günlerimi versinler, yeter.."

İşte bu mektubu alınca daha çok inandım bu şarkının onun şarkısı olması gerektiğine.
Bu şarkı sana gelsin arkadaşım.

21 Haziran 2014

Mesela

Mesela ;
Pazar günü Sinek Isırıklarının Müellefi kitabı sayesinde, popülarizme olan soğuk tavrımın pek haklı sebeplere dayandığını bir kez daha kanıtladım.
Herkes çıkar çıkmaz öyle büyük iştahla , severek okudular ki elime almaya korkmuştum.
Merak kediyi öldürür dedikleri cinsten bir hisle, Cumartesi kitabı elime aldım
 

Pazar öğle saatlerinde üçer beşer sayfa atlayarak bitirdim- bitirmek denirse-

Yazık olan iki günüme üzüldüm vallahi. Keşke başka bir kitapta şansımı deneseydim.

Mesela ;
Okullar kapanmadan , karne almadan önce çocuklara karnenizi e-okuldan görebilirsiniz diyen öğretmene sinirlendim. Nasıl bir hevessizliktir acaba , nasıl bir işini sevmemek ,nasıl bir baştan savmaktır mesela ?
Nerede kaldı karne heyecanı yahu ?
Herkes öğretmen olmamalı mesela ...

Mesela ;
Gecenlerde Memo "Cüzdanımı düşürmüşüm , biri alışveriş yapmaya çalışmış sanırım Bimden Garantiyi aramışlar Garanti de beni aradı" dedi. Kurduk da kurduk tabi markete gidene kadar , bir de nasıl saydırdık ... Hatta gide gide Bim'e mi gitmiş dedim ben. Tüm kartları daha oraya varmadan iptal ettirdik vs.
Sonra aradı beni Memo " Kağıt toplayan çocuklardan biri bulmuş ,Pakistanlı. Gelip Bim'e bırakmış ,Türkçe bilmiyormuş zaten" dedi.
Herhalde en resmi orayı gördü.
Sonra otur öl vicdan azabından... Tüm Ortaköy'de aramış çocuğu teşekkür etmek için  bulamamış.
Ön yargıların içine! dedim mesela.

Mesela
Uzun bir yolculuğa çıkasım var. Tatile de daha çok var.
Alsak başımızı gitsek mesela. Başımızı alıp giderken içindekileri bırakabilsek mesela.

Mesela
Spora başladım ya ben şimdi. 50 kilo altındakileri salona almasalar mesela. İnsanın bir umudu olsa da sönüp gidiyor gördükçe. Bir de kilosu az olanın egosu fazla olmasa mesela. Yağlar kasa dönüşürken ay bir gülümsersem ,Allah mazallah bir göz teması kurarsam dürtüleri de mi peydah oluyor bilmem ki hepsi asık suratlı.

Zayıflamayacağım ben ya! Böyle asık suratlı olmak istemiyorum , cool görünmek de istemiyorum!
diyerek kaytarsam mesela :)

Evde temizlik varken kadina yardim etmesem icim rahat etmiyor mesela , etsem e ben bu kadina neden para veriyorum ki ikilemi. Sonra aklima bu yazinin taslaklarda bekledigi geliyor , bari diyorum onu son bi kontrol edip yayinlayayim. Ilk defa taslakta yazi birakip yayinliyorum mesela...

Sonra pek mesela artık mesela demesem , mesela ...

Sustum! :)

20 Haziran 2014

Bridget Jones Sendromuna Son! Aslında Yalnız Değiliz

30’lu yaşlardaki her kadının başucu filmidir Bridget Jones. Ne zaman bir ayrılık yaşasak tozlu raflardan çıkar, yalnız veya kız arkadaşlarla toplanarak izlenir. O ağlarken ağlanır, bizim gibi komik durumlara düştükçe “oh be. yalnız değilim aslında.” duygusuyla gülünür, histerik bir rahatlama yaşatır.

Geçen gün meyve suyu markası granini’nin bir reklamını gördüm. Reklamda bir mesaj vardı “Sen yalnız değilsin. Etrafın sevgiyle çevrili.” O kadar hoşuma gitti ki... Sonra şöyle bir durup düşündüm. Hayatımızda sorunlar baş gösterdiği zaman negatif şeylere odaklanmaya başlıyoruz ve aslında hayatımızda varolan ve kıymetini bilmemiz gereken pozitif şeyleri unutuyoruz. Sevgilimizden ayrılmış da olsak bizi teselli eden bir ailemiz, göz yaşlarımızı silen arkadaşlarımız var.

Bridget Jones’u da zor anlarında teselli eden ve yalnız bırakmayan arkadaşları ve ailesi değil miydi?

Her şey bakış açımızda. granini’nin dediği gibi... Aslında etrafımız sevgiyle çevrili. Yeter ki görmek için kendimize izin verelim. Bakış açımızı değiştirelim. Bak şimdi canım bir granini vişne suyu istedi! :) Ben biraz pozitiflik almaya gidiyorum.

Granini Facebook sayfası için: https://www.facebook.com/graniniTurkiye



Granini pozitif reklamını seyretmek için:






Bir boomads advertorial içeriğidir.

#DamlaninPlaklari 38


Zerrin Özer - O Yaz from DAMLA ŞAHİN on Vimeo.

Şimdi bu yazıda size herhangi bir yaz aşkımdan bahsedip ,damar yapmak ben de isterdim.
Sanmayın ki olsa yazmam ama çok düşündüm bulamadım.

Aranızda lisede Turizm Otelcilik okuyan varsa bilir ki 15. yaşımdan itibaren ben her yaz deli gibi staj yaptım.
Uyumak için yatağı zor buluyorduk oğlum ne yaz aşkı :)
Hani böyle aynı yazlık sitede oturursun , kumsalda ateş , gitarda Akdeniz Akşamları falan ...
Hiç öyle arkadaşlarım olmadı benim.

Halbuki en elverişli koşullara sahip olan bendim bak.
Tüm okul arkadaşlarım İstanbul'da staj yaparken ben Didim'de deniz kum güneş dibinde stajlarımı yaptım.
3 sene üst üste sap gibi gittim geldim , son sene buldum birini onunla da evlendim.
Aaaaa!
Şu an yazarken fark ediyorum ki bu durumda  ben yaz aşkımla mı evlendim demek oluyor?
Aaaa bak blog şimdi bi sevindim.
Meğer benim de varmış bi yaz aşkım ;))

Var mı sizin yaz aşklarınız , benden şanslı olanlar vardır aranızda ;)

19 Haziran 2014

Ruhunuza iyi gelecek bir şey biliyorum

Art arda okuduğum 9 cinayet romanından sonra kalifiye bir seri katil olma yolunda ilerlesem de bir soluk almalı ve içimdeki insan seven yanımı beslemeliydim.
Şiir her zaman işe yaramıştır. 
Şiir hep hayatın çarkını çevirmeme yardım etmiştir. 

Açtım rastgele bir sayfa. Ben öyle sırayla okuyamam şiir kitaplarını , her içimden geldiğinde bir sayfa seçer onu okur sindiririm. Çok daha tadına doyulmaz oluyor ,tavsiye ederim. 
Karşıma ilk
Bir sana çekimser kalamam 
birde soğuğun terk ettiği mevsimlere 
Ben sana bir dalda dokuz ceviz görmeden 
taş atmaz yaşımda vuruldum 

çıktı. Durdum öylece ... 
Sahi siz ilk hangi yaşınızda vuruldunuz ?

Ve sonra yine bir akşam , bu sefer iç sıkıntımı dindirsin diye elime aldığım kitabın bir sayfasında bekliyordu beni ;
Senden güzel bir aşk şarkısı 
olabilirdi belki diyorsun 
neden bunca keder 
Kimse kuşları terk  etmez biliyorsun 
Etse etse kuşlar göç eder! 

Uyumadan önce bir doz şiir okuyup öyle bırakın kendinizi rüyalara , artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak bakın görün! 

Uyumadan önce okuyun , uyanınca okuyun , çok mutlu olunca ,mutsuz olunca ve en çok da hayattan soğuyunca okuyun. Şiir her zaman iyi gelir çünkü....


Ve ülkemiz şartlarında bir şairin kitabını bastırabilmesi için nasıl zorluklara katlanabileceğini birkaç saniye hayal edin. Ettiniz mi ? Haydi en yakın zamanda siz de birer şiir kitabı edinin ve bana kalırsa önceliği EVVEL SEVDA İÇİNDE' ye verin. 
Ben gözlerinde kendime geldim 
Gözleri ömrüme yoldaş 
Vedalaşmadık deme
bulabilirsin buseni aynadaki dudak izinde

Ruhunuza ,kaleminize sağlık İbrahim Öksüz ... 

17 Haziran 2014

Kaza Yapmanın İncelikleri

Olur mu demeyin , olur!
Daha doğrusu bunu eş kişisine açıklamanın inceliği olur.
Yüzde yüz çalışır!
Okuyun , not edin , bir gün lazım olursa hayat kurtarır.

Madde madde gidelim.
Kaza Yaptınız ;

Şaşırmış gibi Yapın
Kahramanımız lüks bir alışveriş merkezinin otopark girişindeki kaldırımı o günlük -bak burası önemli- o günlük fark edemez. Hatta ona kalırsa o kaldırımı oraya yeni yapmışlardır.  Çünkü daha önce 567895 kez aynı yerden otoparka giriş yapmış, hiç birinde böyle bir aksilik ile karşılaşmamıştır.

Olaya Sanatsal Boyutlar Katın 
Yeni sayılabilecek sıfatta arabasının ön sağ kapısının ortalarından başlamak sureti ile kaldırıma dokundura dokundura dönmeye devam ederken , sağ arka lastiğin jant kapağında tüm sanatını konuşturarak finali yapar!

Havanızdan Taviz Vermeyin 
Pek tabi aracından inmez. Zaten gacur gucur döndüğü etrafça duyulmuş, inceden alay konusu olmuştur. Pek tabi bir de arabadan inip afişe olmak  istemez!

Suç Ortağınıza Ufak Rüşvetler Teklif Edin 
"Oha anne ! ne yaptın ya " diye arka koltuktan gelen sese "Yaşamak ve istediğin yemeği yemek istiyorsan SUS" diyerek cevap verdiğinde yaşamak kısmı değil de istediği yemeği yiyebileceği için sırlarının gerekirse mezara gideceğini anlamıştır.

Duygu Sömürüsü Yapın 
Dozunda duygu sömürüsü tüm olumsuzlukları vicdan denilen o anahtarla unutturur.
Mümkünse en az hasarlı bölgenin fotoğrafını çekip whatsappdan yolladığında , altına
"Aşkım yaa jantı değiştirelim mi diyordun ya ,bence kesin değiştirmeliyiz" 
yazması  her zaman işe yarar , cevaben  "Senin canın sağolsun " mesajı çok gecikmez.

Ayrıntı Vermeyin
İlerleyen dakikalarda  telefonu çaldığında koca kişisinin "hiçbir şey olmamış gibi" yaptığı aramayı "çok az şey olmuş gibi" ama " çok üzgünmüş gibi" sonlandırıp iyi dileklerle telefonu kapatır.

Suçu Ona Atacak Bir Sebep Bulun- Bulamazsanız Yaratın
Duygu sömürüsü çokça işe yarayan bir yöntem olmakla beraber , koca kişisi elbet bir gün aracı kendi gözleri ile görecek ve olayın pek de bahsedilen gibi "masumane" sonuçlanmadığını anlayacaktır.
İşte bu ahval ve şeraitte dahi dimdik durabilmen için elinde bir kozun olmalı. 
"Hani benim canım sağolsundu " ile başlayan cümlesine "Ehliyetini evde unutup ,bir de üzerine ters yöne girdiğinde ben sana ehliyetimi verip ceza puanı yemeyi göze aldım ama" ile devam ettirebilir , " ayıp bu senin yaptığın , neyse Leyla'dan özür diledim ben zaten bir de senden dileyemeyeceğim" diyerek ZEYTİNYAĞI MODE ON  ile final yapar.
Ve filmlerdeki o fakir ama gururlu yürüyüş ile ofise doğru ilerler ....

Denenmiştir.
Garantili Çözümdür.
Leyla iyidir, pasta cila mı ne,  o işle tek bir kusuru kalmamıştır.
Nazardır ,nazar :P


16 Haziran 2014

Retro

Eskiye olan sevdam çok eskilere dayanmasa da , yıllar sonra işte tam da ada vapurunda gördüğüm , cep telefonu elinde , telefon defteri kucağında numara çeviren bu amca gibi olma hayallerim var.

Teknolojiye diren , alışkanlıklardan taviz verme!
Hep retro koksun dünyan !


Dipnot: Kırılan klozetin yerine beğendiğim yenisinin adının "Retro" olmasının konumuzla ilgisi yok. Hele ki Memo'nun koskoca klozeti musluğu su kaçırıyor ben bunu tamir ederim derken kırmasının hiç mi hiç ilgisi yok. Yoksa var mı ?

13 Haziran 2014

#DamlaninPlaklari 37

Hayatta herkese karşı aksi , lanet ve hatta patavatsız olabilirim.
Bir kalemde silebilir, kim olursa olsun onsuz devam edebilirim.
Sinirlendiğimde ağzıma geleni söyler, yıkıp dökebilirim.
Bencilliğimi herkesin üzerinde arsızca kullanabilirim.

Ama...

Tüm gardım Babama kadar...
Bir tek ona bu kadar keskin değildir tepkilerim ...
Kıyamam ya üzülürse diye ...


Tanju Okan - Hasret from DAMLA ŞAHİN on Vimeo.

Bugün Damla'nın Plakları en sevdiklerinden biri ile sana özel Babacım ,
Babalar günün şimdiden kutlu olsun.
Seni Seviyorum!

06 Haziran 2014

#DamlaninPlaklari 36

Kırgınlıklarımızla başa çıkmamızın en bilindik yollarından biri de
Tüm olanların kendi suçumuz olduğuna yine kendimizi inandırmamız değil mi ?

Tıpkı Neşe Karaböcek'in dediği gibi;
Artık sevmeyeceğim 
Bütün kabahat benim  
Komik insanlarız vesselam ...

Neşe Karaböcek - Artık Sevmeyeceğim from DAMLA ŞAHİN on Vimeo.

04 Haziran 2014

Bay Daldry'nin Tuhaf İstanbul Yolculugu

Bir falcı
" Hayatında , başka herkesten çok yer tutacak adamın , var olup olmadığını bilmesen bile hayatın boyunca arayıp durduğun adamın , birkaç saniye önce arkandan geçip gittiğini " 
söylemiş olsa. Ve
"Sende iki hayat var , biri senin bildiğin hayat , diğeri de çok uzaklarda İstanbul'da , uzun zamandır seni bekliyor. Bu iki yaşantının hiçbir ortak yanı yok. Ve sana bahsettiğim adam , öteki hayat yolunun üzerinde bir yerlerde bekliyor, bugün sürdürdüğün hayat yolu üzerinde hiçbir zaman görünmeyecek. Ama asla unutma : Eğer bu yolculuğu sonuna kadar sürdürürsen , hakikat bildiğin şeyden geride bir şey kalmayacak. "
dese ne yapardınız? Londra'daki hayatınızı geride bırakıp kendinizi bir falcının sözü ile , hiç bilmediğiniz bir şehirde geçmişinizi ve hayatınızın aşkını aramaya cesaret edebilir miydiniz?

Alice , yaşamını koku tasarlayarak , yeni parfümler icat ederek kazanan bir burun.
Bir Noel akşamı huysuz, sivri dilli ve oldukça aksi ressam  kapı komşusu Bay Daldry den , İstanbul'da onu hayatının aşkına ulaştıracak altı kişiden ilki ile tanışana kadar , yol arkadaşı olma teklifi alır.
Başlarda tereddüt etse de Bay Daldry'nin teklifini kabul eder. Ve İşte Bay Daldry'nin Tuhaf İstanbul Yolculuğu böylece başlar.

Yerleştikleri Pera Palas oteli , pek meraklı rehberleri ve 1950 lerin İstanbul'u sizi büyülü bir atmosfere sürüklemeye yetecek.

Kitap hakkında daha fazla ayrıntı vermek istemiyorum. Okuyup tüm macerayı hissedebilmenizi dilerim.

Masal gibi ilerleyen bu hikaye bana -nedense- çokça Livaneli'nin Serenad'ını hatırlatsa da büyük keyifle okudum. Size de şiddetle tavsiye ederim.

Kitapta en sevdiğim sözü de buraya not etmeden yazıyı bitirmek istemem
sf: 162 Hayır zaten elinde kızım , sen evetin peşinden koş 

Ve hislerime tercüman olan Huysuz Bay Daldry'nin sözleri
sf:36 Hangi günün bayram olacağını ya da olmayacağını nasıl bilebiliriz ki? Kim kalkmadan evvel iyi bir gün geçireceğini bilebilir? Kendini mutlu olmaya zorlamak , bunu hayli ikiyüzlüce buluyorum.  

Marc Levy'e olan sevgim blogumun ismi ile aşikar olsa da her kitabını bu kitap gibi zevkle okuyamam. Yıllar geçse de unutmayacağım nadir kitaplardan biri oldu Bay Daldry'nin Tuhaf İstanbul Yolculuğu . 

03 Haziran 2014

Çok mu ?

Bazı kararları benim yerime başkaları alsın , sonucuna da onlar katlansın istiyorum.
Çok mu?

Bir de böyle büyük heyecanlarım olsun istiyorum.
Olur mu ?



02 Haziran 2014

Ne İzledik? - Maleficent


Hep söylerim , kadın kısmını fazla sinirlendirmeyeceksin arkadaşım!
Yoksa ne yapar eder , en iyi kalplisi de olsa içindeki şeytanı uyandırır dünyayı sana dar eder.
Bkz: MALEFICENT :)


Neden coştun Damla sabah sabah derseniz , aslında mevzu  2 günlük :)

Malumunuz MALEFİCENT filmi Cuma günü vizyona girdi. Biz de vakit kaybetmeden izleyelim istedik, koşarak gittik. Can da ben de çok beğendik.
Devam etmeden önce itiraf etmek isterim ki Angelina Jolie pek haz ettiğim bir oyuncu sayılmaz amma velakin bu filmde gerçekten çok başarılıydı


MALEFİCENT yani ülkemizdeki adı ile MALEFİZ -ki neden Türkçeleştirme gereği duymuşlar bilemedim- rüya gibi bir ormanda yaşayan iyi kalpli bir peri. Ormanın bir kralı yok , mutlu mesut tüm orman birlikte  yaşıyorlar - ne rüya ama - .
Ama insanların dünyası yine kirli ,elde etme hırsı , yok etme hırsı ve pek tabi iktidar hırsı had safhada. İnsan kralın gözü ormanda , ormanın en güçlüsü Maleficent'ı öldürüp ormana sahip olmak istiyor vs. vs.
Bir gün ormana insan bir çocuk geliyor , Maleficent ile arkadaş oluyorlar , sonra sevgili ....
Bu aşk yıllar boyu imkansızlıklara rağmen devam ediyor. Buraya kadar her şey masal gibi ...

Yıllar sonra hiç ummadığı bir anda büyük bir ihanete uğrayan Maleficent intikam yemini ediyor ve hırsı kalbindeki tüm iyilikleri ona unutturuyor.

Evrim geçirmiş kötü kalpli  büyücü Maleficent , eski sevgilisinin kızını vaftiz töreninde lanetliyor.

İşte bildiğimiz Uyuyan Güzel masalı da burada başlıyor. Yıllar sonra bir çıkrığın iğnesine parmağını batırarak sonsuz uykuya dalacak uyuyan güzeli , yalnızca gerçek aşkın öpücüğünün uyandırabileceği laneti  hiç umulmadık yollara sapıyor.


Filmde gerçek aşkın düşündüğüm gibi tasvir edilmediğini görmek beni biraz ters köşe etmekle beraber sevindirdi.
Yer yer çokça güldük , eğlendik. Duygulandık da , hatta arada Maleficent'ın kötülüğü bizi bile korkuttu :)

Film ne tam bir masal ne de tam bir aksiyon ne de tam aşk filmi. Hepsinden birazcık olmakla beraber, buradan Ben Ölmeden blogu yazarı Güven'e seslenmek istiyorum. Sayesinde filmin her sahnesinde İlluminati bağlantısı aradım ama kör gözüm yine bir şey göremedi. Eminim kendisi izlemiş olsa her sahnede bir gönderme bulur yine bizi paranoyaya sürüklerdi :)
Güven , sayende Disney filmlerini farklı gözlerle izler oldum :)

Neyse efenim  filmin devamını , sonunu yazmayacağım. Çok keyif alabileceğiniz bir film. Gidiniz , izleyiniz.
Ha bir de yazının başında da belirttiğim gibi kadınları da fazla kızdırmayınız :D





Special design for Keşke Gerçek Olsa by GeCe