07 Şubat 2014

#DamlaninPlaklari 21


Uzun zamandır da yağmur yağmadı , için kurumuştur şimdi senin bak su getirdim.
Ses yok 
Dur şöyle oturayım da az konuşalım.
Burası da nasıl soğuk , nasıl duruyorsun? Ama sen üşümezsin zaten
Ses yok 
Bugün bütün günümü sana ayırdım. Hatta bak salatamı bile yanımda getirdim , dışarıda yemeği içim almaz bilirsin. O yeşillikleri nasıl yıkadıkları belli değil.
Ses yok.
Hayret sen kızardın böyle şeye, paramız mı yok canım en güzel yerde gider yeriz yanında yemek taşımak da neymiş derdin. Neyse daha buradayız nasılsa hemen yer kaldırırım...
Ses yok. 
Saçlarımı fark etmedin! Senin sevdiğin gibi kestirdim. Gerçi çok dağıldı gelirken baksana rüzgar nasıl delice esiyor.
Ses yok.
Şimdi iyi de gece daha da şiddetleniyordur herhalde. Ben evde bir ses olsun diye pencereleri açık bırakıyorum artık. Gerçi kapıyı açık bırakmayı düşündüm ilk başlarda ama...
Pencereden giren rüzgar garip bir şarkı söylüyor gece , insan kendini yalnız hissetmiyor. Burada da öyle mi geçiyor geceler?
Ses yok.
Sahi sana da şarkı söylüyor mu rüzgar?
Ses yok.
Bir keresinde en çok yalnızlıktan korkarım demiştin bana, hep aklımda. Ne çok üzülmüştüm bir bilsen. Ben en çok sensizlikten korkardım çünkü ...
Şimdi kendi sensizliğime üzüleceğim yerde senin yalnızlığına son veremediğime üzülüyorum , ne tuhaf.
Ses yok. 

Demem o ki sevdikleriniz hayattayken konuşun onlarla , gün gelir de alır başınızı giderseniz zaten diyaloglar monoloğa dönecektir. Hazır hayattayken sohbet edin , tartışın , konuşun... Bir tek ölüler cevap veremez , hala hayattayken bu acıyı onlara yaşatmayın.

Kendime not: Sabahları mezarlıktan geçmekten vazgeçersen her sabah aynı teyzeyi  aynı mezarın başında konuşurken görmek zorunda kalmaz ,her sabah türlü senaryolar yazmazsın!

5 yorum:

  1. ayy ben sana ne diyeyim .nasıl güzel anlatmışsın yine.şu an içinde bulunduğum durumu tahmin ediyorsundur sanırım:(((

    YanıtlaSil
  2. Güzel yürekli, hassas yürekli arkadaşım benim :( Ağlattın beni...

    Söylediklerin çok doğru... Gel bak ben sana başka bir senaryo daha anlatayım. Başka bir bakış...
    Bu çift senelerce o kadar muhabbet içindelermiş ki, kocası öldüğünde kadın çocukları her daim yanında oldukları halde tutarmış 2 yaşında bir çocuğun elinden gidermiş kocasının başına. Saatlerce anlatırmış, siyaset bile yaptığı olurmuş düşün... Saatler sonra gelirken evine içindeki boşluğu kısmen doldurmanın rahatlığı olurmuş...
    Öpüyorum seni..

    YanıtlaSil
  3. biraydamasalı; sanırım biliyorum...

    Oytunla Hayat ; ah ya sen benden de güzel dokundun bu hikayeye , canım benim içimi ferahlattın.
    Güzel bir hafta sonu olsun ,öpüyorum canım

    YanıtlaSil
  4. tam da böyleyim işte şimdi... eline yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
  5. Dün sabah telden okurken öylece kalakalmıştım. İlk ünlümim "Damlaa!" oldu. Sonra "Ne yaptın sen yaa!"
    Şimdi şu son cümlen var ya hani mezarlıktan geçmekle ilgili olan, senaryolar yazdığından bahseden, yalnız değilsin. Her sabah mezarlıktan geçmiyorum ama her akşam önünde geçtiğim mendil satan kör bir amca var. Ona ne senaryolar yazıyorum bir bilsen.
    Yine tam 12 den vurdun. Can'sın! :*

    YanıtlaSil

Bi yorumunuz varsa alırım.



Special design for Keşke Gerçek Olsa by GeCe