22 Ekim 2015

Okur-Yorum - Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları

Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları hayatımda okuduğum en ilginç roman olmasa da ilk 10'a kesinlikle talip olur diyebilirim.
Ama en iyi listemde yeri olmazdı.
Liste delisi olsam en güzel baskıya sahip kitaplarım içerisinde kafadan 1 numaraydı ama emin olun.

Ama ben liste tutmam.

Kitap yazarın ilk romanıymış. Yazar, fotoğraf koleksiyonerlerinden bulduğu ve üzerinde -söylediğine göre- hiç oynanmamış ilginç çocuklarla dolu fotoğrafların gölgesinde anlatıyor hikayesini.


Kitapta ne kadar karakter varsa hepsini fotoğraflarıyla tanıyorsunuz.
Mesela diyor ki ; Tuhaf bir kız vardı ve havada durabiliyordu. İşte kapakta resmini gördüğünüz kız o.
Bu beni çok rahatsız etti.
Uğraşsa Harry Potter kıvamında bir şaheser yaratabilecekken her karakteri fotoğraflandırarak hayal gücümüzü o fotoğraflara hapsediyor gibi hissettim.

Okurken kendi karakterimi hayalimde yaratıp , görüntülerini canlandıramayacaksam yazdıklarının fantastikten daha çok armut piş ağzıma düş türü olduğu kanaatindeyim. Öyle bir tür var mı bilmiyorum ama bak ben yarattım.

Bu fotoğraf işini kolaycılık olarak tanımlıyorum ve bu konuda çok katıyım.

Kitabın konusuna gelirsek

Kahramanımızın kimine göre çılgın kimine göre kafadan çatlak olan dedesi küçüklüğünden beri bir adadan ve adada yaşadığı günlerdeki tuhaf arkadaşlarından bahsetmektedir.
Başlarda Jacob küçükken masal kadar sevimli gelen bu hikayeler  büyüdüğünde sıkıcı birer tekrar ve dedesinin kafayı yemiş olduğunun kanıtı gibi gelmektedir.
Ah o büyüdükçe gereksiz yere beynimize yerleşen mantıklı düşünme güdüsü!
Ama Jacob talihsiz bir olaya şahit olur ve açıklayamadığı bir şey ile karşılaşır. İçine bir kurt düşer "Acaba dedem gerçeği söylüyor olabilir mi?"
O günden sonra kuş bilimci olan babasını bir şekilde ikna edip dedesinin anlattığı hikayenin peşinden İngiltere'de şehre çok yakın ama elektriği bile olmayan , garip o adaya giderler.
Babası kuşları inceleyip , talihsiz kitap denemelerinden birinin üzerinde çalışırken Jacob adayı keşfe koyulur.
Kasaba halkı zaten fazlasıyla gariptir, yetimhanenin adını duyduklarında gözleri faltaşı gibi olur vs.
Ürkütücü yetimhaneyi ziyareti de pek tabi olayların başlangıcıdır.

Dipnot: Bu bir korku ya da gerilim romanı değil. Tam da bu olaydan sonra bunu fark ediyorsunuz.

İpucu vermeyeceğim bir "şey" sayesinde tuhaf çocuklar ve bayan Peregrine ulaşan Jacob  onlara dedesinin öldüğü haberini vermek zorundadır. Bu haber aynı zamanda bayan Peregrine için tehlike çanlarının çok yakında çaldığının işaretidir.
Jacob hiç kimsenin ona inanacağını düşünmediği için kimseye bu "şey"den, çocuklardan ve kuştan bahsetmez.

Aslında kitaptan tek çıkarımım Jacob'ın kitabın sonunda -bence- annesi ve babasının kendisine her anlamda inanmaması sebebiyle seçtiği yol oldu.


Kitap öyle bir anda bitti ki devam kitabını çok yakında okursunuz.

Okursunuz diyorum çünkü ben "Armut Piş Ağzıma Düş" türü  roman okumayı pek sevmiyorum.

Siz seviyorsanız okuyun , hikaye hiç de kötü değil.
İmza: Kendiyle çelişen blogger :D

4 yorum:

  1. Kendiyle çelişen blogger ben de her karekterin resmi var deyince ilk önce aaa iyi fikirmiş dedim ama sonra senin hayal etmeye engel bir durum olduğunu söylemen aaa evet dedirtti. Eeee ben de kendiyle çelişen okurum işte:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kadriye, çelişenler kulübüne hoş geldin o zaman :))

      Sil
  2. Zahide, ayy psikoloğu hatırlatma -psikoMANYAK-
    Filmini çoook merak ediyorum

    YanıtlaSil
  3. İdefixten siparişini vermiştim, yazını görünce iyi ki dedim:) Şimdi siparişin elime ulaşmasını daha bi merakla bekliyorum... Sevgiler...

    YanıtlaSil

Bi yorumunuz varsa alırım.



Special design for Keşke Gerçek Olsa by GeCe